Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Trabzon’da İş dünyası ile bir araya geldi.

IMG_1305-1

Devlet Su İşleri Trabzon Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleşen toplantıya Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu, AK Parti Rize eski milletvekili Hayati Yazıcı, Trabzon Milletvekilleri, Adil Karaismailoğlu, Mustafa Şen, Yılmaz Büyükaydın ve Vehbi Koç ve Trabzon iş dünyasının önemli isimleri katıldı.

Cevdet Yılmaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

IMG_1308-1
"FAS'TA HAYATINI KAYBEDENLERE RAHMET DİLİYORUM"

Konuşmama geçmeden önce bugün Fas’ta bir deprem yaşandı biliyorsunuz. Faslı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Depremde çok sayıda insanın hayatını kaybettiği anlaşılıyor. Henüz tam rakamlar ortaya çıkmış değil ama her geçen saat yükseldiğini görüyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, geride kalanlara sabırlar diliyorum, sağlık diliyorum.

Türkiye Cumhuriyeti olarak olayın hemen ilk anından itibaren Faslı yetkililerle ilgili bakanımız, İçişleri Bakanımız ve diğer yetkililerimiz temasa geçtiler. Ve Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen tüm desteği vereceğimizi ifade ettiler. AFAD belli hazırlıklar yaptı. Gerek çadır, gerek gıda, gerek arama kurtarma ekibi olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuz ilgili muhataplara iletildi. Fas devletinin talebine bağlı olarak her an yardım etmeye hazır olduğumuzu da tekrar ifade etmek isterim. Afetlerden çok çeken afetlerle çok mücadele eden bir toplum, bir millet olarak her zaman dünyanın neresinde olursa olsun afetzedelerin yanında olduk olmaya devam edeceğiz.

IMG_1307-1

"TRABZON'DAN İZMİR'E SELAM GÖNDERİYORUM"

Bugün sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın da selamlarını, muhabbetlerini iletmek istiyorum. Dün sabah kendisini G20 toplantıları için Hindistan’a uğurladık. Giderken Sayın Hayati Bakanımızla birlikte uğurlamıştık. Gerek Rize'ye gerek Trabzon'a selamlarını ilettiler. Dün Rize'de programlarımızı icra ettik. Bugün sabahtan itibaren de Trabzon'dayız. Valiliğimizi, belediyemizi, ziyaret ettik. Belediye Başkanlarımızla toplantılar yaptık. Ayrıca esnafı ziyaret etme imkanı bulduk. Yapılan yeni park yerini gezme, vatandaşla sohbet etme imkanı bulduk. Şimdi de aranızdayız. Sizlerle bir istişare toplantısı yapmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Karadeniz'in bu güzel şehri Trabzon'dan bugün kurtuluş günü olan Ege'nin incisi olan İzmir'i de selamlamak istiyorum. Karadeniz'den bir selam göndermiş olalım. Türk milletinin kaderini ve tarihin akışını değiştiren İzmir'in kurtuluşu Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtuluşunun da yolunu açan en önemli askeri zaferlerimizden biri olmuştur.

IMG_1304-1

Zaferin müjdecisi, özgürlüğün simgesi İzmir'in kurtuluşunun 101. yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın Tüm kahramanlarımıza rahmetle, minnetle yad ediyorum. Değerli kardeşlerim, bize her yer Trabzon diyerek yaptığınız işlere, bulunduğunuz her konumda Karadeniz insanının dinamizmini, heyecanını ve samimiyetini aksettiren siz değerli iş insanlarımızla bir arada olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Bordosuyla, mavisiyle, yürekten oynanan horonu, aşkla çalınan kemençesiyle, İpek Yolu'nun zümrüt gerdanlığı Trabzon'da olup mutlu olmamak, memnun olmamak mümkün değil. Az önce Sayın Valimizin de vurguladığı gibi bu şehirden sultanlar gelip geçmiş. Biri fatih, biri Yavuz, biri Kanuni olmuş. Trabzon'u bizlere emanet eden tüm ecdadımızı ve Maçkalı şehidimiz Eren Bülbül'ü de bu vesileyle rahmetle yad ediyorum.

Ülkemizin her bir karışında huzur ve güven iklimini egemen kılma anlayışı içinde terörle mücadelemizi de kararlılıkla sürdürdüğümüzü sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

IMG_1299-1
"20 YILDA 3.5 TRİLYON DOLARLIK YATIRIM YAPTIK"

Milletimiz için Cumhurbaşkanımız liderliğinde hep büyük hayaller kurduk. Ama hiçbir zaman milletimize hayal satmadık. Her zaman ayakları yere basan programlar, projeler uyguladık. Yatırımlar yaptık. Ülkemizi 21 yılda 3.5 trilyon dolarlık bir yatırımla buluşturduk son 20 yılda. 21 yıldır gerçekçi siyaset, eser ve hizmet siyaseti yaptık. Ülkemizin asırlık eksikliklerini tamamlama gayreti içinde olduk. Cumhuriyetimizin 100. yılına, insanımızın daha büyük umutlar ve daha büyük hedeflerle girmesi için çalışmaya devam ediyoruz. Biz bu yeni yüzyılı Türkiye yüzyılı olarak isimlendiriyoruz. Bütün toplumsal kesimlerimizle, bütün illerimizle, bölgelerimizle hangi siyasi görüşten olursa olsun, her kesimle birlikte inşa edeceğimiz ve Türkiye'yi çok daha yükseklere taşıyacağımız bir yüzyıl olmasını hedefliyoruz.

IMG_1307-1
Bugün Trabzon'la birlikte ülkemizin 81 şehrinin tamamı altyapı yatırımlarımız ile üretim ve istihdamda kat ettiğimiz mesafe sayesinde Türkiye'mize de, dünyaya da daha açık bir hale gelmiştir. Daha fazla etkileşim içinde bir konuma yükselmiştir.

Bir taraftan zor bir dönemden geçtiğimizde kabul etmek durumundayız. Dünya hala Pandeminin etkilerini tam olarak atlatabilmiş değil. Son 20 yıllık döneme baktığınızda Türkiye ekonomisi son 20 yılda yüzde beş buçuk ortalama bir büyüme kat etti, kaydetti.

Dünya ekonomisiyse 3.6 civarında bir büyüme kaydetti. Yani son 20 yılda Türkiye dünyanın 2 puan üstünde Aşağı yukarı bir büyüme performansı gösterdi. Bir yıl için bu çok önemli değil diyebilirsiniz. Ama 20 yıllık bir ortalamada bunu başaran bir ülkenin dünyadaki konumunu nereden nereye taşıdığını da hesaplayabilirsiniz. Son yıllarda yalnız dünyada büyümede bir yavaşlama var. İçinde Bulunduğumuz yıl yüzde 3 civarında dünyada bir büyüme bekleniyor. Önümüzdeki yıllarda da öyle. Yani ortalama 3.6’dan 3’lere düşmüş durumda dünya büyümesi. Dünya ticareti de aynı şekilde çok daha hızlı gelişirdi. Ama son yıllarda büyümenin bile bu yıl altına düşmesi bekleniyor. Yüzde 2 civarında dünya ticaretinde bu yıl bir artış beklentisi var. Dolayısıyla dünyada ekonominin pek iyi bir durumda olmadığını rahatlıkla ifade edebiliriz. Diğer taraftan maalesef Ukrayna Rusya savaşı gibi jeopolitik olumsuz gelişmelerini de yaşandığını Görüyoruz. Avrupa'yı da derinden etkileyen büyük bir savaşın, büyük bir çatışmanın yaşandığını, enerji ve gıda başta olmak üzere birçok emtia fiyatının da bu gelişmelerden etkilendiğini hep birlikte görüyoruz. Bunların ötesinde ülkemizin yaşadığı büyük bir deprem var.

IMG_1317-1
"DEPREM KONUSUNDA ACİL İŞLERİ BİTİRDİK"

Geriye gittiğinizde ancak rastlayabileceğiniz büyüklükte, ölçekte bir depremi yaşadık. 11 ilimizi 14 milyon civarında insanımızı doğrudan etkileyen bir deprem oldu. Bu ölçekte bir deprem hangi ülke olursa olsun, hangi gelişmişlik seviyesinde olursa bütün ülkeleri çok ciddi bir şekilde etkileyebilecek ölçekte bir deprem. Bizi de ister istemez tabii ki etkiliyor. Bu yıl sadece merkezi yönetim bütçemizden depreme ayırdığımız kaynak 762 milyar Türk lirası. Gelecek yıl bu 1 trilyon Türk lirasının Üstüne çıkacak. Merkez yönetim bütçemizdeki deprem harcamaları. Ne yapıyoruz burada? Acil işleri bitirdik çok şükür. Çadır kalmadı, acil müdahaleler yapıldı. Ama şimdi asıl harcamayı şimdi yapmak durumundayız. Kalıcı konutları inşa etmemiz gerekiyor. Altyapıyı tamir etmemiz gerekiyor. Ekonomik ve sosyal hayatı normalleştirmemiz gerekiyor. Bütün bunlar büyük harcamalar gerektiren işler.

Ve toplam program dönemimiz boyunca depreme merkezi yönetimden yapacağımız harcama 3 trilyon Türk lirası civarına yükselecek. Bu da gerçekten büyük bir külfet ama iyi ki son 20 yılı iyi yönetmişiz. Ekonomimizi büyütmüşüz, bütçemizi büyütmüşüz. Mali disiplin sağlamışız. Türkiye son 20 yılda bu gelişmeleri kaydetmemiş olsaydı bugün bu deprem karşısında nasıl bir konumda olurdu? Yine takdirinize bırakıyorum. Siyasi istikrarımız var. Güçlü liderliğimiz var. Güçlü bir ekonomik ve mali altyapımız var. Bununla depremin yaralarını inşallah hep birlikte saracağız.

Sizlerle bugün bir dost meclisinde bir araya gelmiş durumdayız. Her fırsatta illerimizi ziyaret etmeye çalışıyoruz. Merkezde olsun, yerelde Olsun. İstişarenin çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Ortak akıl, istişare her zaman daha sağlıklı politikalar üretmenize yol açar. Politikaları toplumun sahiplenmesini de sağlar. Dolayısıyla her bakımdan ortak akıl ve istişareye önem verdiğimizi belirtmek isterim.

cevdet-yilmaz-2.jpg

"ORTA VADELİ PROGRAMIMIZDA 4 TEMEL AMAÇ VAR"

Orta vadeli program geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edildi biliyorsunuz. Bu programı hazırlarken de ilgili tüm taraflarla istişare ettik. İş dünyasıyla, sendikalarla, tarım kesimiyle, finans kesimiyle, muhasebeci, aklınıza kim gelirse bizzat benim organize ettiğim birçok toplantı oldu. Bakan arkadaşlarımız her biri kendi alanlarında bunları yaptılar. Ve sonuçta ortak akılla bir program ortaya koymuş olduk. Hazırladığımız programda 4 tane temel amacımız var. Birincisi az önce size arz ettiğim bu büyük afetin yaralarını sarmak ve bir daha benzer afetler yaşanmaması için riskleri azaltan yatırımlar yapmak. Burada tabii Karadeniz Bölgesi'nde başka bölgelerde belki deprem ama Karadeniz bölgesinde de farklı afet türleri var. Heyelan, sel başta olmak üzere Afetlere karşı ülkemizi daha dirençli hale getirmek bu programın en temel önceliklerinden bir tanesi. İkincisi son dönemlerde vatandaşımızın da haklı olarak dile getirdiği enflasyon sorununa kalıcı bir çözüm bulmak. Bu noktada orta vadeli programımızın amacı 2026 yılında tek haneli enflasyona ülkemizi tekrar kavuşturmaktır.

Bu yıl geçici olarak yükseliş var. Bu geçiş sürecinden kaynaklanıyor politikalarımızda. Belli bir geçiş süreci yaşıyoruz. Kurda belli bir artış oldu. Tekrarlayacak bir artış değil bu. Bir birikmiş bir ihtiyaç vardı diyelim. O açığa çıkmış oldu. Bundan sonra daha dengeli bir gidişat olacaktır. Bir taraftan da ücretlerde enflasyonun üzerinde yaptığımız artışlar bütçe açısından aldığımız tedbirler bunların bir miktar enflasyona olumsuz yansımaları oldu. Ancak enflasyonu da gelecek yıldan başlayarak bir kontrol altına alacağız.

Bunun planlı, programını yapmış durumdayız. Bir taraftan Merkez Bankamızın politikaları diğer taraftan Maliye politikalarımız ve yapısal reformlarımızla bu hedefimizi de gerçekleştireceğiz. Bunun çok detaylı halini orta vadeli programımızı da bulabilirsiniz. Bu ikinci amacımız. Birincisi afetin yaralarını sarmak. İkincisi enflasyonu tek hanelere düşürmek. Üçüncü amacımız bunları yaparken büyümeyi ve istihdamı devam ettirmek. Cumhurbaşkanımız hep altını çiziyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla cari açığı belli bir düşük seviyeye çekerek büyümemizi istikrarlı bir şekilde sürdürmek. Bu çerçeveyi de yine orta vadeli Programımızda esas aldık.

Belki bir miktar büyümede düşüş olacak ama size az önce de arz ettim. Dünyada zaten genel bir düşüş var. Dünyada yüzde 3’lere düşmüş durumda büyüme. Biz bu dönemde ortalama 4.5 bir büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz. Yine dünyanın 1.5 üzerinde bir büyümeyle Gidebileceğimizi düşünüyoruz. Büyümedeki orandan daha önemli olan büyümenin kalitesi. İçeriği, kompozisyonu nasıl ifade ederseniz, büyüme yaklaşımımızda tüketim ağırlıklı değil, yatırım ve ihracat ağırlıklı bir büyümeyi öngörüyoruz. Bu da enflasyon üreten değil, enflasyonu daha bir aşağı çeken bir büyüme yaklaşımını ifade ediyor. Tüketim kötü bir şey değil elbette. Elbette refah için tüketim olacak. Ama her şeyin dozajı var. Aşırıya gittiği zaman hiçbir şey faydalı olmuyor. İthalatı arttırıcı olabiliyor.
Dolayısıyla bizim önümüzdeki dönem büyümemiz, yatırım ve ihracat odaklı bir büyüme şeklinde tasarlandı. Bu üçüncü hedefimiz dördüncü hedefimiz de bütün bunları ne için yapıyoruz? İnsan için yapıyoruz. Ekonomi insan için, insan yoksa ekonomi de yok. Kalkınmanın, büyümenin, ekonominin amacı insana hizmet olduğu gibi en temel aracı da yine insan.

"PROGRAMIN AMACI SOSYAL REFAHI ARTTIRMAK"

Dolayısıyla bu programımızın en temel amacı, nihai amacı sosyal refahı arttırmak, sosyal adaleti güçlendirmek ve ülkemizi, insanımızı kalıcı bir şekilde refahını arttıran bir konuma yükseltmek Dolayısıyla en temel amacımız bu. Bunun da politikalarını yine orta vadeli programda görebilirsiniz. Vergi reformu anlayışımızdan eğitim, mesleki eğitim konusunda yapacaklarımıza afetle ilgili konulardan çevre konularına, birçok konu sosyal refahı arttırıcı konuya da orta vadeli programda yer vermiş durumdayız. Değerli arkadaşlar orta vadeli programla ilgili bazı göstergeleri de paylaşmak isterim sizinle. Bu yıl 2023, artı 3 yıl demek, orta vadeli program. 2023, 2024, 2025, 2026 yani izleyen üç yıl. Bu içinde bulunduğumuz yılın da rakamlarını güncelliyoruz. Üç yıla ilişkin de politikalarımızı, tahminlerimizi koyuyoruz. 2023 yılındaki tahminimize göre ilk defa tarihimizde 1 trilyon doların üstüne çıkacağız bu sene. Aslında şu anda bile hesapladığımız geçmişe dönük 12 aylık bir hesap yaptığımızda 1 trilyon doları aşmış durumdayız. Bu Türkiye için bir ilk oldu. Satın alma gücü paritesiyle dünyanın 11. büyük ekonomisiyiz. Bu yeni rakamla ulaştığımız nominal dolarla 1 trilyonun üzerindeki dolar büyüklüğüyle 17. büyük ekonomi konumundayız. Nominal dolar bazında. Son 20 yılda az önce söyledim. Dünya 5.5 büyürken biz 3.6 büyüdük. 4.5 ortalamayla yine önümüzdeki 3 yıl büyümeyi öngörüyoruz. 2026’ya geldiğimizde 1.3 trilyon doların üstünde Ekonomik büyüklüğe ulaşacağımızı tahmin ediyoruz.
Kişi başına gelirimizin ise 14.885 dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Bu da önemli bir kritik eşiği aşacağımızı gösteriyor. Dünya Bankası'nın bir sınıflandırması var. Ülkeleri düşük gelirli ülkeler. Alt Orta gelir, üst orta gelir ve yüksek gelirli ülkeler şeklinde sınıflandırıyor Dünya Bankası. Orada 13.845 dolar gibi bir eşik değer var. Bunu geçtiğiniz zaman yüksek gelirli ülkeler sınıfına girmiş oluyorsunuz. İşte Türkiye 2026’da sağlayacağı gelişmelerle İnşallah bu dönemde yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacak. Aşağılardan belki başlayacağız ama o lige geçmiş olacağız.
Değerli arkadaşlar bu dönemde yine istihdamı ihmal etmeyeceğimizi ifade etmiştim. Genç ve kadın girişimciliği istihdamı başta olmak üzere Birçok politikayla istihdamı büyümeyle ve diğer destekleyici politikalarla arttırmaya devam edeceğiz. Program döneminde ilave 2.7 milyon istihdam olacağını hesaplıyoruz. Yıllık aşağı yukarı 900 bin civarında istihdam artışı bekliyoruz Bu rakamlara çok sayıda başka rakam ilave edilebilir ama temel rakamlar olarak bunları ifade edebilirim. Belki buna ilave ihracatı ve turizmi de söyleyip tamamlayabilirim. 2026’da ihracatta 300 milyar doları aşacağımızı tahmin ediyoruz Bu sene 255 milyar dolar olacak diye bekliyoruz. Dolayısıyla ilk defa 300 milyar dolar sınırını 2026’da aşacağımızı öngörüyoruz ihracat olarak.

"TRABZON'UN TURİZME DAHA FAZLA KATKISI OLACAĞINA İNANIYORUZ"

Turizm gelirleri bakımından ise 2026’da 70 milyar doların üstünde bir turizm beklendiğimizi ifade edebilirim. Trabzon'un inşallah Doğu Karadeniz'in de daha fazla katkısının olacağına yürekten inanıyoruz. Sahip olduğu muhteşem güzelliklerle, tabiat turizmiyle mutlaka Trabzon'un da buna bu hedeflerimize ciddi katkısı olacağını ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu genel değerlendirmelerden sonra Trabzon'a ilişkin bazı değerlendirmelerle devam etmek istiyorum. Tarımıyla, sanayisiyle, üniversiteleriyle, turizmiyle Trabzon Karadeniz bölgesinde eser ve hizmet siyasetimizin lokomotifi görevini icra etmektedir. Trabzon'da yerelden kalkınma Tarımsal üretim, hayvancılık, girişimcilik yükseldikçe Türkiye'de büyüyor, yükseliyor. Trabzon'un kadınları, gençleri ekonomiye, üretime katıldıkça bu tüm Karadeniz'e, tüm Anadolu'ya yansıyor. Bu seviyeye kolay gelmedik. 21 yılda nice mücadelelerle bu seviyeye geldik Nice yatırımlarla geldik. Sadece Trabzon'a yaptığımız yatırım ve harcamalar 90 milyar Türk lirası tutarı civarında. Kamu yatırımları anlamında, kamu harcamaları anlamında. Trabzon'da ikinci devlet üniversitesini kurduk. Ve eğitime 3.080 yeni derslik Kazandırdık. yine yüksek öğretimde 9 bin 807 ilave kapasite oluşturduk. Bugün ben çarşıyı gezerken üniversiteli öğrencilerle de karşılaştım. Hiç kimsenin yurtlardan şikayeti yok. Fazlasıyla bir yurt kapasitesi oluşmuş durumda.

"ZİGANA TÜNELİ TARİHE GEÇTİ"

73 kilometreden devraldığımız duble yolları 267 kilometreye çıkardık. Yine bölgenin sembollerinden biri. Yıllar yılı konuşulan Zigana Tüneli'ni hayata geçirdik. Ulaştırma Bakanlarımızdan biriyle yan yana oturuyoruz. Şu anda Trabzon vekilimiz bu vesileyle Ulaştırma Bakanımıza ve geçmiş hepsine çok çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten bir taraftan Ovit Tüneli, bir taraftan Zigana Tüneli, iki dev eser bu bölgeye kazandırıldı. Bu da Avrupa'nın dünyanın üçüncü Avrupa'nın ve Türkiye'nin en uzun çift tüplü kara tüneli olarak tarihe geçmiş oldu.

Trabzon ile Gümüşhane arasındaki bu tünelle Karadeniz'i, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya, oradan İran ve Ortadoğu'ya yani tarihi İpek Yolu'na bağlamış olduk. Limanların da gelişmesiyle, lojistik bölgelerin de gelişmesiyle bölgeler arası entegrasyonun Türkiye yüzyılında son derece kıymetli olduğunu ifade etmek isterim.

"TRABZON'A RAYLI SİSTEM..."

Bizim gerek seçim beyannamemizde, gerek orta vadeli programımızda bunun altını çiziyoruz. Bir taraftan Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu bağlantısı. Diğer taraftan Orta Anadolu Akdeniz bağlantısıyla Anadolu'yu hem üretim hem ticaret anlamında çok entegre, çok daha rekabetçi bir konuma getirmek üzere politikalarımızı ortaya koymuş durumdayız.
Yine bu limanlarımız ve buradan sağladığımız ulaşımla ve demir yolları başta olmak üzere yapacağımız yatırımlarla karbon salınımını da azaltmayı, 2053 sıfır karbon hedeflerimize de katkıda bulunmayı planlıyoruz. Trabzon'un yeni havalimanı, Trabzon raylı sistem hattı projesi ve Erzincan, Trabzon, Rize, İyidere hızlı demir yolu projesi içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Az önce söylediğim gibi yeni dönemde en temel Önceliğimiz demir yolları olacak. Demir yolları hem karbonu azaltma noktasında hem de yük taşımacılığında rekabet anlamında Türkiye'ye çok şeyler katacak. Trabzon limanını bu çerçevede yeniledik. Ve yat limanını, mavinin ve yeşilin her tonunu kucaklayan bu güzel şehre kazandırdık
Atasu Barajı'yla 49 hidroelektrik santrali inşa ettik. Ve 110 dere ıslahı gerçekleştirdik. Dere ıslahları çok önemli. Burada yaşanan afetler anlamında gerçekten çok kıymetli çalışmalar. Yine 3 milyar tutarında desteği tarımsal üreticilerimize kazandırdık Sadece Trabzon'da.

Hastanelerimizde de yine çok sayıda hastanemiz ve yatak kapasitemiz var. Yine sosyal yardım anlamında da ihtiyaç duyanlara çok ciddi destekler sunduk.

"TRABZON'DA DERE YATAKLARINDA YAPILAŞMAYA GİTMEYELİM"

TOKİ kanalıyla 9.224 konutu inşa ettik. Diğer yandan İlk Evim proje Projesi, ilk işyerim, arsam projesi gibi projeleri Trabzon'da uygulamaya devam ediyoruz. Ayrıca kentsel dönüşüm kapsamında da projelerimiz var. Gelirken belediye başkanımız yaptığı bazı çalışmaları da yerinde gösterdi bize. Huzurunuzda özellikle bu sahilde yaptığı çalışma için tebrik ediyorum. Gerçekten çok güzel bir eser kazandırmış Trabzon'umuza. Diğer yandan tarihi binaların olduğu bir bölgede nitelikli bir proje yapılıyor. Belki biraz zaman alıyor ama bittiği zaman inanıyorum ki Trabzon'a Trabzon'un tarihi kültürel varlığına çok katkılar ciddi katkılar sunacak bir proje olacak.
Belediyemizi altyapı projeleri için ve bu tür şehirleşme projeleri için çok çok tebrik ediyorum. Diğer taraftan kentsel dönüşüm şu anlamda da çok önemli. Afet yaşadıktan sonra yaptıklarınız önemli elbette ama asıl önemli olan afet yaşamadan riskleri görüp riskleri azaltıcı projeler yapmak. Bu bir yerde deprem riski olur, diğer yerde sel riski olur, başka yerde heyelan olur, bir yerde yangın riski olur. Bu riskleri önceden görüp, risk azaltıcı tedbir almak çok kıymetli. Bu anlamda Karadenizli kardeşlerimize de bir çağrıda bulunalım hep birlikte. Lütfen dere yataklarında yapılaşmaya gitmeyelim. Heyelan bölgelerinde sel riski olan bölgelerde yapılaşmaya gitmeyelim.

"95 SPOR TESİSİNİ TRABZON'A KAZANDIRDIK"

Planlı bir şekilde yapılaşmamızı sürdürelim. Hem sosyal refah açısından hem de sürdürülebilir ekonomik gelişme ve sağlıklı bir turizm açısından bunun ben son derece kıymetli olduğunu düşünüyorum. Buna bütün toplumsal kesimlerin destek vermesi gerektiğine de yürekten inanıyorum. Trabzon'da millet bahçelerimizin üçünü tamamlayıp hayata geçirdik. Üç tanesi de devam ediyor Yine Sürmene'ye, Of'a, Vakfıkebir'e, Arşin'e balıkçı barınakları yaptık. sanayi bölgesi 4 adet organize sanayi bölgemiz var yanlış hatırlamıyorsam. Bir teknopark, iki araştırma geliştirme merkezi kurduk. Yine 41.461 Seyirci kapasiteli Şenol Güneş Spor Kompleksi dahil 95 spor tesisini Trabzon'a kazandırdık.

Bu da önemli. Trabzon farklı bir şehir. Bütün Anadolu'nun heyecanla desteklediği Trabzonspor'un şehri. Dolayısıyla Trabzonspor'u da uzun bir aradan sonra Geçtiğimiz dönemlerde kazandığı şampiyonluk için de bu vesileyle tebrik etmek istiyorum. Ayrı bir heyecan, ayrı bir değer olduğunu her gelişimizde görüyoruz. Trabzon'a da bu vesileyle başarılar diliyorum. Hem ülke içinde hem uluslararası alanda.

"TONYA, ÇARŞIBAŞI VE ŞALPAZARI İÇİN DOĞAL GAZ ÇALIŞMASI SÜRÜYOR"

Değerli arkadaşlar doğal gaz konusunda 11 ilçemize doğal gaz sağladık. Önümüzdeki dönemde Tonya, Çarşıbaşı, Düzköy ve Şalpazarı için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Altyapı yatırımlarımızı büyük oranda tamamladık ama elbette hiçbir zaman işler bitmez. Önceki dönemlerde Kalkınma Bakanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak ben kalkınmayı şöyle tarif ediyorum. Sorunları bitirmek değil kalkınmak. Basit sorunları aşarak daha kompleks sorunlarla uğraşmak demek. Ne kadar kalkınırsanız kalkının sorun bitmez. Ama önemli olan temel sorunları çözüp, basit sorunları çözüp daha ileri meselelerle uğraşan bir toplum haline gelmektir. Asıl kalkınmanın özü budur. Yoksa hiçbir zaman sorun da bitmez, çaba da bitmez, çözüm de bitmez. Dolayısıyla temel meseleleri çözmüş bir toplum olarak inşallah daha nitelikli sorunlarla uğraşan bir toplum olarak yolumuza devam edeceğiz.

Değerli kardeşlerim, diğer taraftan Karadeniz'de yeni gaz, petrol aramaları, imkanları biliyorsunuz. Bu konularda da önemli gelişmeler sağladık. Bu çerçevede de bir Aile ve gençlik bankası kurmayı hedefliyoruz. Seçim vaatlerimizden biri buydu. Bu konuda da çalışmalara başladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda çalışmaları başlattık. Belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Olgunlaştırdığımızda kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız. Aile ve gençlik bankasını kuracağız. Ve aşama aşama bunu etkili bir hale getireceğiz. Gerek doğal gazdan, gerek petrolden, gerekse madenlerden gelen birtakım gelirleri belli bir yüzdesini bu bankamıza aktararak buradan yeni evlenen çiftlere destek olacağız. ilerleyen dönemlerde belki genç girişimcilere buradan daha fazla destek olma imkanlarını da araştıracağız.

"BURADAKİ İNSANIMIZ CENNETE GİTTİĞİNDE YABANCILIK ÇEKMEYECEK..."

Burası Doğu Karadeniz hakikaten cennet gibi bir bölge. Ben geçmişte Kalkınma Bakanı olarak geldiğimde de hep şunu ifade ederdim. Biraz hani şaka yollu diyelim buradaki insanımız cennete gittiğinde yabancılık çekmeyecek diye ifade ediyordum ben doğrusu. Hakikaten cennet gibi bir bölgedeyiz. Ama bu bölgenin kıymetini bilmemiz lazım sürdürülebilirlik, tekrar ediyorum. Sürdürülebilirlik çok çok kıymetli bir şey. Bindiğimiz dalı kesmemeliyiz. Var olan değerleri, güzellikleri çok ciddi bir şekilde korumalıyız. Tabii ki kullanmalıyız ama koruma, kullanma dengesini gözeterek kullanmalıyız. Bunu yaptığımız zaman hem bu değerler gelecek nesillere kalmış olacaktır hem de daha katma değeri yüksek bir turizmi de inşa etmiş olacağız. Bu sene 1 milyona yakın bir turist bekliyoruz. Bir taraftan da eğitim turizmi, sağlık turizmi gelişiyor. binlerce Yabancı öğrenci var. İnşallah daha fazla sağlık turizmi de olur. Ama en önemlisi tabii yeşil yol dediğimiz yayla turizmi. Burayı da tekrar bir ifade etmek istiyorum. Belki yanlış algılandı bir dönem. Burası marka bir tabiat turizmi güzergahı bizim çıkış amacımız oydu. Devlet Planlama Teşkilatındayken çalıştığımız bir projeydi. Sayın Faruk Nafiz Özak bakanımızla birlikte çalışmıştık o dönem. Kendisi burada. En heyecanlı savunucularından biriydi gerçekten. Ona da huzurunuzda teşekkür ediyoruz. iyi bir ekiple çalışılmıştı. Amaç şuydu. Belli bir güzergahı uluslararası bir markaya dönüştürmek. Nasıl mavi yol diye bir denizlerimizde güzergahlar varsa Yeşil Yol güzergahımız olsun. Uluslararası bir marka olsun. Belli bir uluslararası standardı olsun. Burada Tabiatla uyumlu kesinlikle tabiatla uyumlu bir yol yapılsın. Yaylalar arasında yerel malzeme kullanılsın, yerel mimari kullanılsın. Ve bu güzergah boyunca iyi bir kaliteli bir destinasyon oluştursun. yerel düzey turistler geldiği zaman da ve Yurt içinden ziyaretçiler geldiği zaman da çok güvenli, konforlu, kaliteli bir tabiat turizmi yaşansın. Katma değeri yüksek bir turizm olsun. Hedef buydu. Bu yönde de epey bir çalışma var. Yürütüldü. Belli bir noktaya gelindi. Önümüzdeki dönem inşallah bu konuda Geçmişi de iyi değerlendirerek tekrar masaya yatırarak daha farklı açılımlar da yapılabilir diye inanıyorum.

Editör: Muharrem Altıntaş