Toplantıya Türk-İş Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Tes-iş Sendikası Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu, Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Sekreteri, Türk-iş Trabzon Temsilcisi Gökhan Gedikli, 15 ilin TÜRK-İŞ İl temsilcileri ve TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların başkanları katıldı.
Ergün ATALAY yaptığı konuşmada: “Türk-iş yönetim kurulunun 6 ağustos 2024 tarihli kararı doğrultusunda başlattığımız eylem planı çerçevesinde bugün Trabzon’’da sizlerle bir araya gelmekten büyük bir onur duyduğumu ifade etmek isterim. Bugün burada üyelerimizin yüksek sesle dile getirmemizi istedikleri ve konfederasyonumuz Türk-İş’in gündeminde yer alan ve bizler için hayati önem taşıyan konuları kamuoyu ile paylaşmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Ülke olarak ekonomik anlamda gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Üyelerimizin, ücretli ve dar gelirlilerin alım gücü her geçen gün azalıyor ve yaşam standardı bozuluyor. Emeği karşılığı aldıkları ücretle geçinenler, dar gelirli kesimler hayat pahalılığı ve sürekli artan yüksek enflasyon karşısında büyük sıkıntılar karşısında çaresizlik içerisindeler. Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilecek hiçbir yanı kalmadı. Açıklanan enflasyon ile market raflarındaki enflasyon arasında uçurum var.
Ülkemizde orta direk olarak adlandırdığımız kesim neredeyse kalmadı. Ülkemizde gelir adaleti tamamen bozuldu. Türkiye gelir adaletsizliği ve eşitsizliğinde Avrupa’da birinci sırada geliyor. Emeği karşılığı aldığı ücretle geçinenlerin milli gelirden aldıkları pay küçülürken işveren payı her geçen gün artıyor. Yani zengin daha zengin, fakir daha fakirleşiyor. Özellikle temel tüketim ürünlerinde fiyatlar kontrolsüz bir şekilde artmaya devam ediyor.
Ülkemizin pek çok yerinde işçi, ücreti ile kira paralarını ödeyemeyecek duruma geldi. Büyükşehirlerde ortalama ev kiraları 15- 25 bin tl’nin üzerinde seyrediyor. Gıdadan giyime, sağlıktan eğitime sorunlar büyük iken, sosyal harcamalar yararlara merhem olmuyor. Her şey fahiş fiyatlarla satılıyor. Yaşanan ekonomik zorluklar çalışanlar için artık baş edilemez bir duruma gelmiştir. Çocukları üniversiteyi kazanan ve ücretini ödeyemedikleri için çocuklarını gönderemeyen ve kara kara düşünen pek çok aile var.
Kamu işyerlerimizde iş barışının tesis edilmesi için kamuda çalışan arkadaşlarımızın ücretlerinde dengenin ve adaletin sağlanması gerekiyor. 2023 yılında kamu çerçeve protokolü imzaladık. Kamuda birçok işyeri ve kurumun toplu iş sözleşmeleri yürürlük tarihleri farklıdır. Enflasyon oranı her ay değişiklik gösterdiğinden ücretlere yapılacak zam oranlarında da farklılıklar ortaya çıkmaktadır. 1 ocak ile 1 mart tarihlerinde oluşan farkın ek protokolle giderilmesini sağlamış ve eşitliği korumuştuk. Şimdi de her türlü zorluğa rağmen temmuz ile eylül arasındaki farkı da alabilmek için gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Türk-iş olarak, eylül ayı başlangıcı olan sözleşmelere de %24.73 oranından düşük olmamak üzere düzenleme yapılmasını istiyoruz. Önümüzdeki toplu iş sözleşmelerinde kamuda ayrı statüde çalışan ama aynı kurumda görev yapan çalışanların ücretlerinde işçi lehine fark olması için çalışacağız. Yayınlanan tasarruf genelgesinin çalışma koşullarını olumsuz bir şekilde etkilemesi, çalışanların güvenliğinden ya da haklarından tasarruf edilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez.
Tasarruf genelgesi ile servisler kaldırılamaz, mesailer kaldırılamaz. Bunlar yanlış şeyler. Tasarruf düşük gelirliden değil en yukarılardan, yani öncelikle lüks tüketim yapanlardan başlamalıdır. Çalışan kesimin zorunlu harcamalarından tasarruf edilmesi söz konusu değildir. 696 sayılı khk ile kadroya geçen arkadaşlarımızın kanundan doğan tüm hakları verilmelidir. Kitlerde ve kamuda taşeron olarak çalışan arkadaşlarımız kadroya alınmalıdır.
Milli gelirden aldığımız pay küçülürken vergide en yüksek payı çalışanlar olarak biz ödüyoruz. Ülkemizde gelir adaleti sağlanabilmesi için en başta vergi sisteminde adalet sağlanmalıdır. Ülkemizin kaynaklarını kullanarak servet sahibi olanlar, bu toplumdan aldıkları oranda vergilerini ödemelidirler. Yani çok kazananlar çok vergi ödemelidirler. Gelir vergisi tarifesi ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin tl olarak belirlenmiş durumda. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde mart ayında ikinci vergi dilimine girmekte ve yılda bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin satın aldığı her şeyde vergi ödediği unutulmamalı, bir de ücretinden yüksek vergiler kesilmemelidir. Ücretlerin tabi olduğu vergi dilimleri gözden geçirilmeli, işçi ücretlerindeki vergi %15’TE sabitlenmeli, çalışanlar için adalet sağlanmalıdır. İşçiler yılın başında aldıkları ücretleri yılın sonunda da aynı şekilde alabilmelidir.
Emeklilikte daha adil düzenlemeler istiyoruz
Özellikle pandemi sonrası artan ve kalıcı hale gelen yüksek enflasyonun sebep olduğu hayat pahalılığı en fazla düşük gelirli kesimleri etkilemiş ve geçimlerini olanaksız hale getirmiştir. Bu kesimlerin başında emekliler ve asgari ücretliler gelmektedir. En düşük emekli maaşı ve asgari ücret insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeyi mümkün kılacak şekilde belirlenmelidir. Bunların yanında kıdem tazminatı hakkımızın korunmasından sendikalaşmanın ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasına, işsizliğin ve kayıt dışının sona erdirilmesinden, iş sağlığı ve güvenliğine ve güvenceli işlere kadar birçok talebimiz bulunmaktadır.
Türk-iş olarak hazırladığımız eylem programına göre üyelerimizin bizden yüksek sesle dile getirmemizi bekledikleri sorunlarımızı ve beklentilerimizi paylaşmak için; Türk-iş bölge temsilciliklerinin bulunduğu diğer illerde de bu toplantıları yapmaya devam edeceğiz. Daha sonra 20 ağustos 2024 tarihinde 81 ilde basın açıklamaları yapacağız. Yaptığımız basın açıklamalarında da sorunlarımızı ve taleplerimizi detaylı bir şekilde açıklayacağız. 26 ağustos’da çerkezköy ve 03 eylül’de zonguldak’ta kitlesel mitingler yapacağız. Toplantımızın sonunda taleplerimizi başlıklarla sizlerle ve kamuoyuyla bir kez daha paylaşmak istiyorum. Çalışan kesim olarak bir kez daha özelllikle nedeni olmadığımız ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz, Kamuda ve özel sektördeki tüm işyerlerinde adil, insan onuruna yakışır ücretler, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları ve iş barışı istiyoruz, 696 sayılı khk ile çalışanlar kanundan doğan haklarını tam olarak alabilmelidirler, Kitler’de ve kamuda, taşeronda çalışan işçilere kadro verilmelidir, Adil bir vergi sistemi getirilmeli az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır, Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Konfederasyonumuz Türk-iş çatısı altında ve dayanışma içerisinde vereceğimiz kararlı bir mücadele ile bu taleplerimizin mutlaka üstesinden geleceğimiz iyi bilinmelidir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Sizleri, üyelerimizi ve tüm emekçi kardeşlerimizi yaşasın Türk-iş, yaşasın ekmek, barış, özgürlük mücadelemiz diyerek saygıyla selamlıyorum. Toplantımıza burada son veriyor, hepinize iyi çalışmalar diliyorum” ifadelerini kullandı.