Ekonomi

Kazaz”Turizmde Büyüme De Var,Sıkıntılard Da Var”

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) temmuz ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi.

EREN: EKSİKLİKLERİ GİDERMELİYİZ AMA MÜNFERİT OLAYLAR NEDENİYLE TURİZME ZARAR VERMEMELİYİZ

TTSO Meclis Başkanı M. Şadan Eren, yaz sezonuyla şehrin hareketli günler yaşadığını belirterek, “Turist sayısındaki artışın şehir ekonomisine kattığı pozitif etkinin yanında daha iyiye ulaşma adına yapılması gerekenlerin olduğu da açıktır. Kayıt dışı yapılan ticaretler, üzerinde vergi yükü ve ciddi maliyetler bulunan ticaret erbabımızı mağdur hale getirmektedir. Ayrıca şehrimize gelen turistlerin memnuniyeti üzerine düşünmek, talepleri noktasında anket çalışmaları yapmak, fahiş fiyat, nitelikli hizmet eksiklikleri gibi sorunlara çözüm ve yaptırım sağlamak öncelikli konularımızdır. Denetim mekanizmalarının iyi çalışması önemlidir. Kurumlar arası yetki karmaşaları varsa bu da çözülmesi gereken önemli bir konudur. Turizm konusunda eksiklikleri gidermeli ama şehrin turizm potansiyeline de münferit olaylar sebebiyle zarar vermemeliyiz. Körfez ülkeleri turizmi şehrimizin son dönemde yakaladığı en önemli fırsattır. Turizm, şehrimizde siyaset üstü bir konu olup tüm STK’ların ve siyasi partilerin gelişmesi adına mücadele vermesi gereken bir husustur. Trabzon’un uzun vadede bir turizm şehri olarak sadece Körfez ülkelerine değil fuarlar vasıtasıyla başka ülkelere de tanıtımı yapılmalıdır. Trabzon farklı farklı milliyetlerin de ilgi alanına girmelidir. Trabzon doğasıyla, gastronomi potansiyeliyle, tarihi eserleri ile bir çekim merkezidir. Umuyorum ki her geçen gün eksiklikler giderilecek Trabzon tüccarı ve esnafı uzun yıllar daha artan bir grafikle turizmden fayda görecektir” dedi.

KAZAZ: YATIRIM ADASI SÜRECİNİN İLERLEMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ

TTSO’nun temmuz ayı faaliyetlerinin yer aldığı filmin gösteriminin ardından konuşan TTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Kazaz, Yatırım Adası ile ilgili önemli bir gelişmeyi meclis üyeleriyle paylaşmak istediğini belirterek, “Yatırım Adası Endüstri Bölgesi’nin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama imar planlarının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgesi Genel Müdürlüğü İmar Komisyonu tarafından incelemeleri tamamlandı ve uygun bulundu. Böylece imar konusunda da son aşamaya gelinmiş oldu. Bu sürecin ilerlemesi konusunda biz de yönetim olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” dedi.

“BANKALARIN EKONOMİYE CAN VERME MÜCADELESİNDE OLANLARA DESTEK VERMESİ GEREKİYOR”

Kazaz, ekonomiyle ilgili alınan tedbirlerin toplum üzerindeki etkisinin hissedilmeye başlandığını da belirterek, “Özellikle ticaret dünyasının, üreten ve ihracat yapanların kredi ihtiyacı konusunda zamanla bir sıkışıklık oluşacaktır. Bu durum daha fazla can yakmadan bankaların ülkenin ekonomisine can verme yönünde mücadelesi olanlara destek vermesi gerekmektedir. Ayrıca kredi kartlarından alınan komisyonlar da gün geçtikçe yükseliyor. Bu durum hem tüketim süreçlerinde negatifliğe sebebiyet veriyor, hem de kredi kartıyla yapılan alışverişlerin bizlere olan maliyeti yükseliyor. Geçmişte 5’te 3 düzeyinde bir nakit - kredi kartı harcaması vardı. Şimdi her 5 kişiden 4 – 4.5 kişisi kredi kartıyla harcamaya başladı. En küçük birimdeki alışverişe bile kredi kartı kullanılıyor. Bu durumun acilen gündeme alınması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.

“TURİZMDE BÜYÜME DE VAR, SIKINTILAR DA VAR”

TTSO Başkan Yardımcısı Ahmet Kazaz, Turizm Bakan Yardımcısıyla bir toplantı yaptıklarını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizlerle paylaşılan verilerde de gördüğüm gerçek şu; turizmle ilgili hemen hemen her veride büyüme var. Uçak sayısında, gelen sayısında, acente sayısında, konaklama sayısında büyüme var. Birçok şeyde büyüme var. Ama bu büyüyenlerin nasıl büyüdüğü konusunda da belirli sıkıntılar olduğu aslında o verilerin içinde görülüyor. Rakamlara baktığımızda çok muhteşem bir tablo var ortada. Ama rakamların aşağısına indiğinizde bir problem var. Gelen turistlerdeki memnuniyet oranı yaklaşık yüzde 60 – 65 seviyelerinde. Yapılmış anketlerde böyle bir sonuç var. Diğer taraftan gelen turistlere sorulan ‘tekrar gelmek ister misiniz?’ sorusuna verilen cevapta ise oran yüzde 20 gibi rakamlarda. Bu da şunu gösteriyor ki; aslında insanlar buraya geliyor ama bazı problemler var. Bu problemleri herhalde herkes sayabilir. Bir konuyu gündem ettiğinizde o konuyla ilgili sorunları bu kadar sayabilen oluyorsa o konuyla ilgili gerçekten bir sorun vardır. Burada sorunun olduğunu kabullenmeyen kimse yok aslında. Herkes hatanın olduğunu, eksiğin olduğunu kabul ediyor. Bunların acilen değiştirilmesi gerektiği konusunda çok ciddi harekete geçilmesi gerektiğini de söylüyor.”

Kazaz, eleştirinin çok iyi bir şey olduğunu da vurgulayarak, “Ama yaptığımız eleştirilerin bazen neye katkı sağlayıp neye zarar verdiğini seçmek de herkesin bilincinde olması gereken bir detay. Kötü diye tanımladığımız her şeyi herkesin gözünün önüne o kadar hızlı seriyoruz ki, sonra da bundan hepimiz şikayetçi oluyoruz. Ben turizmi birazcık da buna benzetiyorum. Çok hızlı büyüdük. Hızlı büyürken arka taraftaki yapılanmalarımızı buna göre örtüştüremedik. Şimdi bunu dönüştürmek ise daha büyük bir maliyet istiyor, daha büyük bir eziyet istiyor. Bizleri daha çok yoracağı gerçeği de var ortada” dedi.

“HEP KÖTÜYÜ KONUŞARAK İYİYİ ELDE EDEMEYİZ”

Kazaz, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu süreçlerde neler yaptıklarını da anlatırken şunları söyledi:

“Bu konularla alakalı her süreçte özellikle başkanımızın mesajlarına bakarsanız, denetleme, yaptırım, turizm sektöründe farklı farklı alanlarda yatırım ihtiyacı konularında çok mesaj verdiğini ve görüşmeler yaptığını görürsünüz. Hak verirsiniz ki dünyada hiçbir şey konuştuğunuzda akşamdan sabaha gerçeğe dönüşmüyor. Özellikle bu kamuysa, özellikle daha büyük toplumlarsa belirli bir zaman istiyor. Şehirde de bir şeyi ürettiğinizde daha üremeden negatif eleştiriler başlıyor. Bakın eleştiriler demiyorum. Kötü eleştiri. Sağlık turizmi mesela. Biz kişilerle ilgileniyor, ‘o niye ordaydı, bu niye buradaydı’ diye eleştiriyoruz. Odaklanmamız gereken şey bunun bu şehre katkısıysa o katkının ne olabileceğine odaklanmamız lazım. Dünyanın her yerinde ülkeler, şehirler güçlü yönlerini anlatırlar. İşinizi satarken ürününüzün güçlü yönünü anlatacaksınız ama iş şehrinize geldiğinde sadece kendi konforunuza göre olan tarafından bakıp yorum yapacaksınız. Bu çok kabul edilebilir bir şey değil. Onun için Trabzon insanları olarak bizlere böyle bir sorumluluk düşüyor. Hep kötüyü konuşarak iyiyi nasıl elde edebilirsiniz ki? Turizmle ilgili bir tane olumlu örnek paylaşmıyoruz. Ne kadar kötü örnek varsa onları paylaşıyoruz. Sonra da diyoruz ki ‘Araplar nereden öğrendi? Araplara bu mesajı kim nereden attı, bu adamlar sosyolojik olarak bu boyuta nasıl geldi?’ Valla biz getirdik. Başka getiren birileri yok. Biz ne yapıyorsak onlar bize onu satıyorlar. Onun için bu konularda hepimizin daha dikkatli olmamız gerek.”