• DOLAR 35,17 %-0.19
  • EURO 36,80 %0.13
  • STERLIN 44,18 %0.13
  • ALTIN 2.977,58 %0.48
  • BİST100 9.949 %0.33
  • BITCOIN 96.485 %-1.95
  • ETHERIUM 3.365 %-2.77
10°

KORAY AYDIN ÜLKÜCÜLERİ O ZEMİNE KİMSE ÇEKEMEZ

Yayınlanma
310 Gösterim

 




MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın İstanbul Taksim Gezi Parkı Eylemleri’ne ilişkin görüşlerini açıkladı 


AKP İLERİ DEMOKRASİ DİYEREK ÜLKEYİ İLERİ DESPOTİZME GÖTÜRMÜŞTÜR


İleri demokrasi diye diye ülkeyi ileri despotizme götürdüğü ayan beyan ortaya çıkan AKP’nin maskesi düşmüş, artık gerçek yüzü görünmüştür.


Gezi Parkı Eylemleri, “her şeyi ben bilirim”, “ben yaptım oldu” diyen AKP iktidarına karşı biriken tepkinin açık bir yansımasıdır.


Bölücü eylemlere hoşgörülü ve teröristlere karşı merhametli olan AKP iktidarı, demokratik tepkilerini dile getirenlere şiddet uygulamaktadır.


Çocuklara ve kadınlara karşı bile biber gazı kullanmaktan çekinmeyen bir anlayışın meşruiyeti artık tartışmalı hale gelmiştir.


SÖZDE HOŞGÖRÜ ŞAMPİYONU AKP, TÜRKİYE’Yİ BİBER GAZIYLA YÖNETMEKTEDİR


Sözde demokrasi ve hoşgörü şampiyonu AKP iktidarı, Türkiye’yi artık biber gazıyla idare eder hale gelmiştir.


Vicdan sahibi herkes; tazyikli suyla takla attırılan, gözüne biber gazı sıkılan ve insafsızca dövülen insanları gördükçe dehşete düşmektedir.


Müdahale çığırından çıkmış, sadece taş atanlar değil, slogan atanlar da, tekbir getirenler de şiddete maruz kalmışlardır.


Yandaş medyanın görmezden geldiği bu orantısız şiddet, etki-tepki nedeniyle yeni şiddet olaylarını tetiklemekte, ülke kaosa sürüklenmektedir.


İKTİDARIN BİBER GAZI “DOZU” AÇIKLAMALARI TİMSAH GÖZYAŞIDIR


Reyhanlı Katliamı’na uygulanan sansürün ardından, haber alma ihtiyacını sosyal medya üzerinden karşılama yaygın bir yöntem haline gelmiştir.


Özgür basını türlü yöntemlerle baskılayan, yandaş basınla her şeyi tozpembe gösteren AKP’nin bundan sonraki hedefi sosyal medya olacaktır.


Tepkiler üzerine biber gazının “dozu” üzerinden yapılan açıklamalar, olsa olsa timsah gözyaşları ve günah çıkarmak olarak değerlendirilecektir.



BAŞBAKAN VE HÜKÜMET ŞİDDETİN SİYASAL SORUMLUSUDUR


Şimdi sormak gerekiyor; helikopterden saçılan, türlü aygıtlarla sıkılan ve rüzgarla her tarafa yayılan biber gazı adres mi sormaktadır?


İnsanları evlerinde, araçlarında ve işyerlerinde biber gazına maruz bırakan hükümet, “kurunun yanında yaş da yanar” yöntemini benimsemiştir.


AKP döneminde vazife yapmaya mecbur kalmaktan başka bir günahı olmayan Türk polisinin tek sorumlu gösterilmesi ise, asla kabul edilemez.


Polis verilen talimatı yerine getirmektedir. Bu durumda bütün sıralı amirler idari, ilgili hükümet üyeleri ve Başbakan siyasal sorumludur.


Polis toplumun vicdanıdır. Ancak görev, insaf ve vicdan sınırlarını aşanlar, beşeri ve ilahi adalet önünde er ya da geç hesap vereceklerdir.


“İKNACI” HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÖNCE HÜKÜMETİ İKNA ETMELİDİR


“Biber gazı yerine ikna yolu seçilmeliydi” diyen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü, bu görevi kimden beklemektedir Allah aşkına?


Hükümetin “gazcı” değil, “iknacı” kanadını temsil ettiği anlaşılan Sayın Sözcü’nün yapması gereken, önce kendi hükümetini ikna etmektir.


İktidar ağlama sızlama yeri değil, icraat makamıdır. İkna etmek, kışkırtmaları önlemek ve krizi yönetmek tartışmasız iktidarın görevidir.


Mahkemenin kararını beğenmeyip yargıya ayar veren Başbakanı mı, yoksa kararı olumlu değerlendiren hükümet sözcüsünü mü dikkate alacağız?


Sıkışınca sorumluluğu polise atanların, işlerine gelince iyi polis-kötü polis rolüne soyunmaları ne yaman bir çelişkidir?


AVM BAHSİ OYNAYAN AKP SÖZCÜSÜ BÜYÜK RİSKE GİRMİŞTİR


“AVM yapılırsa gider oraya önce ben yatarım” diyen AKP sözcüsü büyük riske girmiştir. Çünkü AVM’ci AKP sayesinde sırtı yerden kalkmayacaktır.


İstanbul’un her tarafını rant alanına çeviren bir partinin ve “velev ki AVM olsun” diyen bir Genel Başkanın sözcüsü olduğundan bihaber midir?


“Anaların gözyaşının dinmesi için gerekirse şeytanla bile görüşürüz” diyenler, Gezi Parkı eylemcileriyle görüşmeyi deneyemezler mi?


TAKSİMLE SINIRLI OLAYI GENEL KRİZE DÖNÜŞTÜREN BECERİKSİZ AKP İKTİDARIDIR


Gezi Parkı sürecini kavrayamayan ve Taksim’le sınırlı bir olayı ülke genelinde bir kriz haline dönüştüren taraf, beceriksiz AKP iktidarıdır.


Reyhanlı katliamında dahi bunca tepki olmamışken, ABD ve AB’nin ayar verme yarışına girdiği Gezi Parkı eylemleri asla hafife alınmamalıdır.


Gezi Parkı krizini bile yönetemeyen AKP’nin, teröristlerle yürüttüğü sözde çözüm sürecini ülkeye zarar vermeden atlatması mümkün müdür?


AZİZ VATANDAŞLARIMIZ AĞACA BAKARKEN; ORMANI GÖZDEN KAÇIRMAMALIDIR


AKP-BDP-PKK koalisyonuyla yürüyen sözde çözüm süreci ortada iken,  aziz vatandaşlarımız “ağaca bakarken ormanı gözden kaçırmamalıdır.”


Vatandaşlarımız her türlü kışkırtmayı sezmeli, oyuna gelmemeli ve demokratik tepkiler, esasen bölünme sürecini hedef almalıdır.


Polis aracı yakmak, polise, esnafa ve kamu malına zarar vermek, eylemlerin meşruluğunu ve kitle desteğini ortadan kaldıracaktır.



MHP VE ÜLKÜCÜ HAREKET TÜRK MİLLETİNİN BÜYÜK DİRENİŞİNE HAYAT VERECEKTİR


AKP iktidarının, bölücü ihanet çevreleriyle yürüttüğü bölünme sürecini gölgelemek için MHP ve Ülkücüleri hedef alması büyük talihsizliktir


AKP iktidarı ne yaparsa yapsın terör örgütüyle yaptığı pazarlığı unutturamayacak, BDP ve PKK ile yaptığı koalisyonu gizleyemeyecektir.


MHP ve Ülkücü Hareket şiddete bulaşmayacak, ancak demokratik tepkisini meşru zeminlerde ifade etmekten de asla çekinmeyecektir.


AKP iktidarının asıl korkusu,Bursa, İzmir ve Adana meydanlarında görülmemiş kalabalıklar toplayan MHP ve Ülkücü Hareket’in yükselişidir.


Ülke adım adım bölünmeye götürülürken MHP ve Ülkücü Hareket sürece seyirci kalmayacak, Türk milletinin büyük direnişine hayat verecektir.



Yorumlar