Panellerin açılışında MÜSİAD Trabzon Şube Başkanı Mesut İskenderoğlu, bir konuşma yaptı.
100’E YAKIN KONUNUN UZMANI KATILDI
İskenderoğlu, “Türkiye İstişare Toplantıları’nın 2. günündeyiz. Çok önemli, kıymetli fikirler, çözüm önerileri sunuldu. Biz bu çalışmayı sadece Trabzon MÜSİAD’ın turizm alanındaki kıymetli üyeleriyle değil konunun uzmanı olan, konuya katkı sunabileceğini düşündüğümüz, şehrimizdeki, çevremizdeki bütün insanlara ulaşmak amacıyla yola çıktık. Malumunuz, toplantımızın temel başlığı Türkiye İstişare Toplantıları. Bizde tam bu manaya uygun olarak bu süreci istişare kültürü içinde yönettik. Dün çalıştayımıza Türkiye’nin muhtelif yerlerinden 100’e yakın konunun uzmanı kişiler katıldı. Bu isimlerle birlikte çok güzel bir çalıştay icra ettik. Bunların verileri şu an işlenme aşamasında. Bizde de özeti var. MÜSİAD Genel Başkanımıza takdim ettik. Kendisi konuşmasında bu verileri sizlerede iletecektir” dedi.
ŞEHRİMİZE KATKI SUNMAK İSTEYEN…
İskenderoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bugün de zirvemize, kıymetli panelistlerimiz, konuşmacılarımız, bakanlarımız, genel başkanlarımız ile hızla devam edeceğiz. Bizler bu anlamda Trabzon MÜSİAD olarak şehrimizin kalkınması alanındaki çalışmalara, Trabzon’daki üyelerimizle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Bu süreç içinde şehrimize katkı sunmak isteyen, daha ileri gitmesine imkan sunmak isteyen, bu şehirle sevdası olan herkesle diyalog halinde olmaya devam edeceğiz. Onlarla iş birliği halinde olmaya devam edeceğiz. Bu anlamda biz netice olarak şunu söylemek istiyorum: Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne bu program kapsamında bizlerle iş birliği yaptığı için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
USTA: İLİMİZ OLARAK EMEKLEME AŞAMASINDAYIZ
İskenderoğlu’nun konuşmasının ardından ilk oturumda gazeteci Halil İbrahim İleli moderatörlüğünde “Turizm Çeşitleri: Sağlık Turizmi, Gastranomi Turizmi, Eko Turizmi ve Spor Turizmi” başlıkları altında müzakereler yapıldı.
Sağlık Turizmi ile ilgili konuşan Trabzon İl Sağlık Müdürü Hakan Usta, “Turizm bizim ülkemizin sürükleyicisi, ekonomik anlamda ciddi katkı sağlayacak aktörlerden birisi. Bunun içerisinde sağlık turizmi, bizim özellikle işlediğimiz ama henüz ilimiz olarak emekleme aşamasında olduğumuz bir sektör. Sağlık Bakanlığı 2017 yılında bununla ilgili bir mevzuat düzenledi. Daha önceden bazı çalışmalar vardı ancak Sağlık Bakanlığı şimdiki gibi çok aktif bir rol yerine getirmiyordu.
Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı hakkındaki yönetmelikle birlikte düzenlememeler yapıldı. Bununla ilgili özellikle yetki belgesi düzenlemesi getirildi.
Sağlık turizminde insanlar başka bir ülkedeki sağlık hizmetini neden tercih ederler kısmı aslında bizim için önemli. Asıl oraya kafamızı yormamız ve mücadele vermemiz gerekiyor. Onun üzerine kendimizi kurgulamamız gerekiyor.
Biz de il olarak buna ne kadar katkı sağlayabiliriz, ilimiz imkanları ile ne kadar turisti sağlık turizmi anlamında ilimize çekebiliriz ve bunların ne kadarını ülkemiz ekonomisine katkı haline dönüştürebiliriz… Bütün hesabımız bu… Ülke ekonomisine katkı sağlamak. Bizim sağlık turizmi yetki belgeli kurum ve kuruluşlarımız var. İlimizde kamu, fakülte, özel hastaneler, özel klinikler, tıp merkezleri şeklinde yapılanma var. Bunlar Sağlık Turizmi yapabilir şeklinde yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlarımızdır. Bunun yanında acentelerimiz var. Acenteleri de yetkilendirilerek, Sağlık Turizminde yetkin hale getirerek, gelen turiste hizmet verebilecek şekilde seviyesini sağlıklı tutarak sistem içinde tutmaya gayret etmekteyiz.
10 – 20 DAKİKADA TÜM TESİSLERE ULAŞILABİLİR
İlimiz havaalanı ulaşımı en kolay illerden birisi. 10 dakika ile 20 dakika arasında tüm tesislerine ulaşılabilir konumdaki bir ilden bahsediyoruz. Özellikle biliyorsunuz Azerbaycan, şimdi Tiflis’ten buraya uçuşlar planlanıyor. Arap ülkelerinden olan uçuşlar. Almanya’dan direkt uçuşlarımız ve diğer yurt dışı ülkelerden bundan sonraki süreçte oluşacak direkt uçuşlar bize avantaj sağlıyor. Direkt ulaşılabilir bir yerdeyiz. Sağlık turizmi açısından, hizmete en kolay ulaşılabilecek bir yerde bulunuyoruz.
KAMU EMEKLEME AŞAMASINDA, ÖZEL HASTANELER BAŞI ÇEKİYOR
Şu an için özellikle kamunun emekleme aşamasında olduğunu söylemiştim. Rakamlarda gördüğümüz gibi sağlık turizminde, yüzde 1’e yakın oranı şimdilik kamu yerine getirmekte. Ama eklediğimiz hizmetlerle ve üzerine koyduğumuz eforla birlikte bunu daha yukarılara çıkacağını biliyoruz. Şu an için özel hastaneler ciddi pay sahibi olmakta ve fakültemiz bunun arkasından gelmekte.
Burada kayıt dışı süreç olduğunu söyleyebiliriz. Muayenehaneleri olmadığını görerek, var olan plastik cerrahisi olduğunu biliyoruz. Kayıt dışılığı bir türlü çözemediğimiz için burada da bu yansıyor, maalesef…
Bir de ilimize gelen özellikle Arabistan’dan gelen turistler oluyor. Bunlar da ilimizde rahatsızlanmış oluyorlar. Buna da turistin sağlığı deniyor. Turistin sağlığında kamu baş aktör olarak rol alıyor.
TRABZON’DA SAĞLIK TURİZMİNDEN EN ÇOK YARARLANAN ÜLKE GÜRCİSTAN
2022 – 2023 Sağlık Turizminde il genelinde ilk 5 ülkemizi sıralarsak Gürcistan ilk ülke… Sonrasında direkt uçuşlardan: Suudi Arabistan, Kuveyt.. Şimdi buna Azerbaycan eklendi. Rusya ve Ukrayna’nın da yakın olması hasebiyle ilimize gelişleri söz konusu. Yine Almanya’dan gelen Türk olup Alman vatandaşı olarak hizmet alanlar da var.
SAĞLIK TURİZMİNDE ÖNE ÇIKAN BRANŞLAR
Branş olarak ise: Genel Cerrahi, Cildiye, Çocuk Hastalıkları, Beyin Cerrahisi ve Ortopedi görülüyor. Şimdi bu biraz daha değişti. Kadın Doğumun yerini özellikle söylemek gerekiyor. Nörolojide İnme Merkezi de rol almaya başladı” dedi.
SPOR TURİZMİNİ SAYISALLAŞTIRMAMIZ GEREKİYOR
Panelde Spor Turizmi ile ilgili olarak ise Trabzon Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Bektaş konuştu.
Bektaş, Trabzon denilince en çok futbolun konuşulduğuna dikkat çekerek, “Doğu Karadeniz Bölgesinde, Türkiye’nin değişik noktalarından gelen bütün insanlar sadece tur için geliyorlar. Buraya gelen insanlar, yaylaları görmeye geliyor, denize girmeye gelmiyor. O zaman bizler şöyle bakmamız lazım: Buraya gelen turist profilini biz biliyor muyuz? Bir şeyi yönetmeniz için onu sayısallaştırmanız lazım. Sayısallaştırmadığınız hiçbir şeyi yönetemezsiniz.
50 MİLYON EURO ALABİLİRSİNİZ
Trabzon’da biz bir Sporcu Performans Merkezi yaptık. Trabzon Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Trabzon Üniversitesi ve Gençlik Spor Bakanlığı ile ortak proje yaptık. Spor, Turizm Sektöründe çok değişken bakış açısı var. Nereden baktığınız önemli.
Spor Turizmi dediğimiz şey şu, sporcuyu buraya getirmeniz gerekiyor. Ama ondan para kazanmamız lazım. Ondan para kazanırken onu sayısallaştırmanız gerekiyor. 12 yaşında futbola başlayan bir çocuğu 20 yaşına kadar takip edebilirseniz ondan 50 milyon Euro alabilirsiniz.
SPOR TURİZMİNDE EN CİDDİ SIKINTI AKTİVİTE EKSİKLİĞİ
Bizim bu bölgedeki spor turizminde en ciddi sıkıntımız aktivite eksikliği… Burada iyi modelleri kopyalamamız lazım. Bir şeyi kurgularken, yanlış hedef yaparsak, sonuçta yanlış noktaya gider. Biz Heliski’de yanlış yaptık. 2005 yılında başladı, bugün 20 yılından gidiyor. 1 tane insan kaynağı yetiştiremedik.
Spor Turizminde en temel unsur rehberdir. Biz dünyaya namzet, bir tane doğa lideri yetiştiremedik. Bu bölgede insan kaynaklarını, doğa turizminde, spor turizminde yetiştirebilirsek arkasından onlar gelecektir.
DÜNYADA YAŞAYAN GÖÇ YOLU
Spor turizminin doğaya bağlı temel unsurlarından birisi denetleyebilmek, sigorta sistematiğini kurgulayabilmektir. Bunlar bir birini tamamlayan unsurdan oluşuyor. Kendi kültür değerlerimizi ön plana çıkarmaya kalksak, ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Dünyada bildiğim kararıyla yaşayan göç yolu Sis Dağı, Kadırga’ya kadar uzanan göç yolu. Bunu turizme kazandıramadık.
Başka bakış açısı da var. Türkiye, dünyaya tarih satıyor. O tarih sahnelerindeki ne ciddi sıkıntı kostüm. Biz Şalpazarı’ndaki kıyafetleri kodlasak, genç kız, evli kadın bir bakış açısı ile bunu istediğimiz her yere satabiliriz. Çünkü, bakış açımız tek düze arkadaşlar. Deniz bomboş hiçbir şey yapmıyoruz. Denizde o kadar farklı aktiviteler yapabiliriz ki, Gülcemal bittiği takdirde orada spor merkezi ön görüyorum. Sadece Dragon Bot yarışlarını dizayn etseniz emin olun çok ciddi bakış açısı elde edersiniz. Kamu, yelken, optimisti, lazer bunlar çok farklı şeyler. Ama biz denize uzak durmak istiyoruz, dağa çıkmak istemiyoruz, burada turnuva yapmak istemiyoruz” diye konuştu.
TRABZON’DA 800’E YAKIN OTEL VAR
Bektaş’ın ardından Doğu Karadeniz TÜRSAB Bölge Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Tuna konuşma yaptı. Tuna, şu ifadeleri kullandı: “Bizler Trabzon olarak dünyanın en uygun turizmine sahibiz. Doğa ve deniz… Bunları nasıl çeşitlendirebiliriz. Bu bağlamda eğitim olarak katkı sağlamamız gerekiyor. Yine bunun yanında bakıldığında Trabzon’da festivaller düzenleyebilir miyiz? Bunları konuşmamız gerekiyor. Bugün gelinen noktada sadece Ortadoğu pazarı olarak gidiyoruz. Bir çok yatırım var. 800’e yakın otellerimiz söz konusu. Geldiğimiz noktada sadece Ortadoğu turizmini konuşuyoruz.
TRABZON’DA TURİZM ALANINDA 4 YILLIK FAKÜLTEMİZ YOK
Biz Trabzon’da, bir festival düzenleyebilir muyuz, bu bağlamda bir fuar ve kongre merkezimiz var mı? Yok… Bizim öncelikle bunları ortaya koymamız gerekiyor. Bunları planlamamız gerekiyor. Onlara göre de yol haritamızı çizmemiz gerekiyor.
Evet turizm çeşitlendirmemiz gerekiyor…
Eğitim anlamında Trabzon’da 4 yıllık fakültemiz yok. Gümüşhane’de Rehberlik Fakültemiz var, Trabzon’da 4 yıllık fakültemiz yok. Trabzon Üniversitesi’nin fakültesinin, öğretim üyelerinin çalışacağı alan yok. Şimdi biz Trabzon’da turizm yapacağız. Özel sektörün, sizlerin, yerel yönetimlerin hepsinin çok değerli katkıları var. Ama biz eğitim anlamında bunu ortaya koymazsak, bunu planlamazsak, maalesef orta vadede, uzun vadede planlar yapmamız söz konusu değil.
Üzülerek söylüyorum, en uygun turizmi yapıyoruz Trabzon’da..
60 GÜNLÜK DİLİMDE, 12 AYI PLANLIYORUZ
Otellerimiz bütçe yaparken, 2 aya bütçe yapıyoruz. 60 günlük dilimimizde, 12 ayı planlıyoruz. Geldiğimiz noktada, biz bunu 12 yayacağız. Nasıl yayabiliriz, nasıl çeşitlendirebiliriz. Üzülerek söylüyorum ki, hep şöyle algı oluyor. “Oteller çok pahalı, o yüzden turist gelmiyor”, “Trabzon’da acenteler çok pahalı, o yüzden Ortadoğulu, Suriyeli işler yapıyorlar”
Asıl ana problemlerin ne olduğunu bir kenara atıyoruz.
BİZİM EĞİTİME İHTİYACIMIZ VAR
Bizim şehrimizin öncelikle bir eğitime ihtiyacı var. Üzülerek söylüyorum: Eğitilmemize ihtiyaç var. Bugün sadece Trabzon’da, Doğu Karadeniz’de turizm olarak ele alırsak, turizmin yan kollarında hizmet sektöründe eğitilmeye ihtiyacımız var. Ve Trabzon’un acil bir Fuar ve Kongre Merkezine ihtiyacı var. Bizim tek elden yönetilmeye ihtiyacımız var. Biz kendi Turizm Geliştirme Ajansımızı kurmak zorundayız. Bunu tek elden güçlü bir şekilde yönetmemiz gerekiyor.”
YÖRESEL MUTFAK, KÜLTÜR EMPERYALİZMİNE DİRENÇTİR
Gastronomi ile ilgili konuşan Karadeniz Mutfağı Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Tarakçı ise, “Ölçemediğiniz bir şeyi yönetemezsiniz. Eğer bir konuyu derinlemesine irdeleyip, araştırıp, bunu istatiksel rakamlara dökemezseniz, neyi nasıl yapacağınızı ön göremezsiniz” derken ardından Safranbolu’ya yaptığı ziyarette bölgenin istatistiğini paylaştı.
Tarakçı, “Kendi alanımla alakalı şunu söyleyebilirim. Yöresel mutfak ile alakalı benim savunmam var. Bunu söyleyerek söze başlayayım: Yöresel mutfakların markalaşması ve sürdürülebilirliği, kültür emperyalizmine karşı bir dirençtir. Bu bir kültür emperyalizmi savaşı gibi düşünün. Bunu sürdüremezseniz, kültürünüze yenik düşersiniz.
İtalyan Pizza, Türkiye’ye ilk geldiği 90’lı yılların başında tutunamadı. Ama Rönesans ve reform döneminin sanatçılarıyla, Mikelanjelo gibi, Rafael gibi Ninja Kaplumbağa gibi pizza siparişi verdi derken Pizza kültürü Türkiye’de oturdu…
Bu bir kültür emperyalizmidir.. İtalya’nın pizza kültürü, evde kalmış malzemelerin çöpe gitmesin diye yapılmış bir şey sonuç itibariyle..
HİÇ BİR BÖLGENİN MUTFAK KÜLTÜRÜ, ŞEHİRLERE AİT DEĞİLDİR
Tabiki her ilin kendi içinde bir ekonomik dengesi var. Hiçbir bölgenin mutfak kültürü, şehrine ait değildir. Antep Mutfağı diye bir mutfak kültürü yoktur. Rize Mutfak Kültürü diye bir kültür yoktur. Doğu Karadeniz Mutfak Kültürü diyebilirsiniz. Neden İzmir demiyoruz da Ege mutfağı diyoruz. Antalya demiyoruz da neden Akdeniz diyoruz.
Yöresel mutfaklarda spesifikleştirmek, ile dökmek o bölgedeki mutfak kültürünün sürdürülebilirliğini de yavaşlatır. Mahreş ve menşei coğrafi işaretler konusunda, Menşei olabilir, mahreş olabilir bunlarla iller öne çıkabilir. Dolayasıyla böyle spesifikleştirmemek, ile dökmemek lazım.
Herkesin çektiği ortak bir sıkıntı var. O da insan kaynağı… 2038 yılında biz yaşlı ülke sınıfına gireceğiz. 2050 yılında İstanbul’un nüfusu 40 milyon…
BÖLGE MUTFAK KÜLTÜRÜ, MÜFREDAT HALİNE GETİRMEMİZ LAZIM
Bölge mutfak kültürünü taramamız, çıktılarını almamız lazım, müfredat haline getirmemiz lazım. Bunun gerek salon kısmında, gerekse mutfak kısmında insan kaynağı oluşturacak alt yapıyı kurmamız lazım. Bu çok önemli” ifadelerini kullandı.
TRABZON’UN GÜÇLÜ YANLARI VAR
TUROYD Kurucu Başkanı Alican Aksu, “Bir bölgede turizmin oluşması için mutlak şekilde tek seslilik, ortak akıl ve birlik, beraberlik şartları var. Destinasyon yönetimi için, 3 ayak vardır. Bunun konaklama, taşımacılık, içerde oluşturulacak turizm çeşitliliği ile ilgili ayağı var. Bir çatı oluşturulup ortak akla ihtiyaç var. Trabzon’un aslında çok güçlü yanları var. Her tarafı güçlü. Ekolojisi ve doğası çok güçlü. Sağlık turizminden bahsettik, bu bölgede ana aktör olabilir. Kongre merkezi noktasında evet, burada kongrecilik alanında üs olabilir. Biraz bu işte önderlere ihtiyaç var. Açık konuşalım, her zaman bunu iddia ediyorum. Bir Vali, bir Belediye Başkanı, bu STK’lar tarafından da desteklenirse bir ilin kaderini değiştirebilir. Ya o ilin kaderini değiştirir ya da görev süresince valilik yapmış gitmiş olur” dedi.