PROJE OKULLARINA ÖĞRETMEN ve YÖNETİCİ ATAMA SÜRECİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

 Yeniden görevlendirme ve ilk atama sonuçlarına göre yönetici ve öğretmenler okullara yerleştirildi. 
3D2B02Be 93Ec 41A0 906B 7C6Ad81Ca647

​Ülkemizde akademik başarısı en yüksek öğrencilerimizin sınavla yerleştiği bu okullarımıza yönetici ve öğretmen atamasında maalesef hiçbir objektif kriter aranmamaktadır. Türk Yüzyılını inşa edecek nesillerimizi yetiştiren bu güzide okullarımızın atama ve görevlendirme süreçlerinin tam bir keyfiyet zemininde yürütülmesi asla kabul edilemez. Maalesef uzun süredir proje okulları meselesi ‘Kafama göre yönetici ve öğretmen atarım’ projesine dönüşmüş durumdadır. Bu gözde okullarımız,çalışanların mensubiyetine göre tasnif edildiği bir çirkinliğin aparatı haline getirilmiştir. Bu fotoğraf eğitim camiamıza yakışmamaktadır. Bu istenmeyen tablonun terbiye edilmesinin sorumluluğu da öncelikli olarak MEB yönetimindir. Ortada bir kriter olmadığı için, görev süresi uzatılmayanın neden uzatılmadığı, uzatılanın neden uzatıldığı, ilk defa görevlendirilenlerin hangi kritere göre görevlendirildiği, talepte bulunup da görevlendirilmeyenlerin neden görevlendirilmediği bilinmemektedir. Bu durumda; herkes kendisince gerekçe bulmakta bu da öğretmen ve yöneticileri lehte ya da aleyhte itibarsızlaştırmaktadır. Düşünün ki bu ilde her yıl iliçi tayinlerde binlerce kişi tayin istemekte ve 250 civarında atama yapılmaktadır. Ancak hiç kimse tayinin çıkmaması nedeniyle tayini çıkanları eleştirmemekte, siyasi veya başka unsurları devreye sokmamaktadır. Çünkü kriter bellidir ve hizmet puanıdır. O nedenle kimse muzdarip değildir. Oysa ki proje okulu uygulamasında kriter olmadığı için herkes muzdariptir. Çünkü açık bir keyfiyet vardır. Bu kurumlarda görev yapan veya atanan çok değerli arkadaşlarımız bu sistem nedeniyle itibarsızlaşmaktadır. 

​Bütün eğitim kamuoyu yakından biliyor ve takip ediyor ki, sendika ve STK görünümlü yapılar sürece müdahale etmekte ve yönetmektedir. Her zaman söylüyoruz; ülkemizi 15 Temmuz felaketine sürükleyen nedenlerin başında kamunun, Türk Devletine sadakat ve Türk Milletine hizmet anlayışı yerine, başka mensubiyetler üzerinden tasnif ve tanzim edilmiş olması geliyordu. Bu asla kabul edilemez! Sorumluluk makamlarını işgal edenler buna asla müsaade edemez! 
E15B54E6 3F72 4433 9345 Bf100Dbd5Dba

​Öte yandan şunu açıklıkla ifade ediyoruz ki, kamuyu; kamu yöneticisi yönetir. Dışarıdan yapılanların kamuyu yönetme arzusu bir hadsizliktir. Bu hadsizliğe engel olması gerekenler de en başta kamu yöneticileridir. Devlette paralel bir iradenin varlığı nizamın en büyük tehlikesidir. Kamuyu virüs gibi saran bu çetevari oluşumlara tedbir alınmaz ise devlet ve toplum sıhhati namına daha önceleri yaşanan sıkıntıların yaşanması muhtemeldir. Adı, sıfatı, dayanağı ne olursa olsun STK görünümlü yapıların kamuyu yönetme cüretine tahammül edilemez! Bu gibi yapılara, ‘Sen kimsin? Burası, kariyer ve liyakat esasına göre yönetilir!’ denmesi gerekir.  

​Aymazlıklar o dereceye ulaştı ki, akıl alır gibi değil. Sizlere bu süreçte proje okullarımızda yaşananlardan sadece birkaç örnek vermek istiyoruz: 

​Vakfıkebir Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne şartları tutan tek müdür adayı olan arkadaşımız atanmayarak, kurum, branşında okulunda dersi bulunmayan bir öğretmenimize yıllardır vekâlet yolu ile yönettirilmektedir. Akçaabat Atatürk Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ise geçen yıl branşı uygun olan tek arkadaşımız atanmayarak boş bırakılmış, bu yıl ise branşı uygun olmayan bir müdürlük ataması yapılmıştır. Bazı proje okullarımızda tercihlerin okul yöneticilerinin eşlerinin gün arkadaşlarından seçildiğine kadar iddialar mevcuttur. Görev süresi uzatılmayan arkadaşlarımızın hiç birisine, yeterlilikleri veya eksiklikleri ile ilgili son dört yıl içerisinde sözlü ya da yazılı her hangi bir bildirim yapılmamıştır. İlimizdeki bir okulumuzda yaş haddinden emekli olan bir idarecimiz yerine apar topar başka bir okuldan idareci görevlendirilmiş ve şimdi de ataması yapılmıştır. Daha ilginç olanı ise bir okulumuzun görev süresini uzatmadığı bir öğretmen arkadaşımız başka bir proje okulumuzca talep edilmiş ve ataması yapılmıştır.

Düzköy Çamlıca Okulunda Kut-ül Amare Anma ve Farkındalık Programı Yapıldı Düzköy Çamlıca Okulunda Kut-ül Amare Anma ve Farkındalık Programı Yapıldı

​Diğer yandan sayısal verilere bakıldığında durum daha da netleşmektedir. Örneğin ilimizde ki proje okullarında müdür dağılımında bir sendika mensuplarının sayısı 33, diğer sendikaların toplam sayısı 2’dir. Müdür yardımcılığında ise bir sendika mensuplarının sayısı 125 iken diğer sendikaların toplam sayısı 17’dir. Öğretmen dağılımının da benzer olduğu tahmini güç değildir. Çünkü kâğıt üzerinde de olsa öğretmen tercihlerini okul yöneticileri yapmaktadır. Görüldüğü üzere proje okullarında yaşanan bu durum ‘Neyin projesinin peşindesiniz?’ sorusunu akıllara getirmektedir.

​Üstelik öğrencilerimizin önünde YKS gibi geleceklerini tayin edecekleri çok önemli sınavlar bulunmaktadır. Okulların kapanmasına daha yaklaşık üç ay var iken bu okullarda görev yapan fakat görev süresi uzatılmayan yönetici ve öğretmenlerin motivasyonları neden düşünülmedi acaba? Bu durumun sınav sürecinde olan öğrencilerimiz içindoğuracağı olumsuz etkiler nasıl hesap edilmez? Bakanlık böylesi bir olumsuzluğu nasıl öngöremez anlayamıyoruz!

​Bu okullara nasıl sınavla öğrenci alımı yapılıyorsa, öğretmen atamalarına kriter getirilmeli ya da sınavla yapılmalı, başarılı olan öğretmenler bu okullara atanmalıdır. Proje okullarında yönetici görevlendirmeleri de MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmalıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımızın yüksek puanlarla girdikleri bu okulların yönetimi, işleyişi ehliyetsiz, liyakatsiz kişilere teslim edilmemeli, dışarıdan yapılar, proje okullarından uzak tutulmalı, ‘hamili kart yakınımdır’ dönemi son bulmalıdır. Unutulmamalıdır ki; fütursuzca ve şeffaflıktan uzak yapılan bu atama ve görevlendirmeler sadece öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu, çalışma barışını olumsuz etkilemekle kalmayıp, bu okullarda verim ve kaliteyi düşürmekte, nitelikli eğitim sunma kapasitesini azaltmakta, proje okullarının içini boşaltmaktadır.

​Şimdi yapılması gereken, Cesur ve dirayetli adımlar atarak; proje okulu uygulaması topyekün kaldırılmalı ya da, Gerçekten özel program ve proje uygulayan kurumlarımız kapsam içerisinde bırakılarak, proje okullarının sayısı azaltılmalı, Bu okullarımızın idareci atamaları MEB Yönetici Atama Yönetmeliğine tabi olmalı, Proje okullarımızın öğretmen atamaları ‘birilerinin’ ulufe aparatı olmaktan kurtarılarak, kariyer ve liyakati esas alan sınavla atama usulüne geçilmelidir.

​Türk Eğitim-Sen olarak yönetici ve öğretmenleri itibarsızlaştıran bu sistemi atananların kim olduğuna bakmaksızın şiddetle reddediyoruz. Kariyer ve liyakatı esas almayan bu atama süreçleri nedeniyle mağdur olan tüm arkadaşlarımızın idari dava süreçlerine, bu süreci işleten okul müdürleri, İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve İl Milli Eğitim Müdürü hakkında da görevi kötüye kullanmaktan Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacak tüm arkadaşlarımıza her türlü hukuki destek vereceğimizi buradan belirtmek isteriz. Bu süreç bugün itibari ile başlatılmıştır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

​Coşkun DİLBER

​Türk Eğitim-Sen 

​   Şube Başkanı

Editör: Haber Merkezi