Uzaktan Eğitim
Ülkemizde 2 milyon öğrenci internet erişimi olmadığı için uzaktan eğitim konusunda sıkıntı yaşıyor ve eğitimine devam edemiyor. Öğrencilerin neredeyse %80’i yüz yüze eğitimi uzaktan eğitime tercih ediyor.
ABD’de de durum Türkiye’den çok da farklı değil aslında. Economist’in haberi, çocukların okul ve okul bilincinden uzaklaştığı yönünde. New York geçen yıla oranla yaklaşık 40.000 öğrenci daha kaybetmiş durumda. Los Angeles 20 bine yakın öğrenci, Boston ise neredeyse 3.000 öğrencinin okul kaydını sildirmesiyle karşı karşıya kaldı. Birçok öğrenci maalesef bir üst kademeye geçemeden yok olup gitmekte.
Birçok araştırmacı yaşanan bu düşüşlerin bir kısmının, öğrencilerin eyalet dışına taşınması olarak nitelendirirken ortaya çıkan sayıların bu nedenle uyuşmadığını da belirtiyor.
Okula gitmeyen, eğitiminden mahrum kalan öğrenciler sadece ülkenin geleceği için bir endişe yaratmamaktadır. Amerika’da okullar kişi başına finanse edildiğinden, kayıt konusunda ortaya çıkan düşüş birçok mali sorunları da beraberinde getirmektedir. Örneğin Teksas ve diğer bazı eyaletler okul finansmanını geçen yıl belirlediği alım miktarına göre tahsis ederken, New York City’de öğrencilerin kayıtlarında düşüş yaşanması nedeniyle para iadesi gerekebilir. Şayet kayıtlar düşmeye devam ederse, tüm okullar önümüzdeki yıl fon kaybetme riski ile karşı karşıya kalacak.
Peki öğrenciler?
Öğrenciler okula geri dönmeleri için bir çaba görmek istiyor. Dallas’ın kuzeyinde kalan bölge öğrencilerinin nerdeyse %7,3’ünü kaybetti. Bu çocukların tekrar geri dönmesini sağlamak adına o bölgede çalışan personeller binlerce aileyi arayıp sınıflarına tekrar dönmesi için ev ziyaretleri yapıyor. Katılımı teşvik etmek adına radikal bir karar almış olan bu bölge eğitim adına önemli örnekler teşkil etmeye devam ediyor.
Sayılara baktığınızda endişe verici bir tablo ile karşı karşıya kalındığını kabul etmemiz gerekiyor. Çünkü kaybolan öğrenciler “kaybolan bir nesil” demektir. Türkiye’de interneti ve bilgisayarı olmadığı için derslere giremeyen öğrencilerin yarısından fazlası köyde yaşıyor. Milli Eğitimin yüz yüze eğitim konusunda öncelik verdiği alanlar bu nedenle köy ve kırsal kesimlerdir.
1989-1990 yılları, köy okullarının kapatılmış olduğu bir yıldı. Buradaki tüm öğrenciler kendilerine en yakın il ve ilçe okullarına gitmek durumunda kalmıştı. Bu durum, birçok öğrencinin okullarına devam edebilmesi için toplu taşıma kullanmaları gerektiği anlamına geliyordu.
Peki şimdi ne olacak?
Bu ulaşım araçlarının ayarlanması nasıl olacak? Coronavirüs önlemleri, sosyal mesafe ve maske önlemleri nasıl alınacak? Bunların hepsi merak konusu. En önemlisi de küçük yaştaki çocukların durumu. Bu nedenle tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Şayet kontrol elden bırakılırsa virüsün seyri öngörülenin çok daha fazla üstüne çıkabilir.