Joe Biden başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana Türkiye ile ABD ilişkilerinde baskı ve yönlendirmeler devam ediyor. Amerika’da çoğu siyasetçi Trump’ın Türkiye’ye yeteri kadar yaptırım uygulamadığını ve Türkiye’nin sözle veya yazıyla yeteri kadar uyarılmadığını düşünüyor.
Geçtiğimiz günlerde söz konusu uyarı ve baskılar bu kez yazılı şekilde Biden’a, Senatörlerin imzası ile takdim edilmişti. Bu mektuptan çıkarılacak ana fikir de oldukça basitti: Türkiye ve Erdoğan yönetimine uygulanması şart olan “baskı”. Senatörlerin ortak kararı, Türkiye’ye uygulayacakları baskı ve yönlendirmelerle terör örgütlerine verilen mücadeleyi kesip, Türkiye’nin “sert” ve “kavgacı” olan dış politikalarını “durdurmak”.
Terör örgütlerinden kastedilen YPG ile de bağlantısı bulunan PKK. YPG, Amerika’nın düşüncesine göre yıllardır Suriye’deki IŞİD militanlarına verilen mücadele konusunda desteklerini hız kesmeden devam ettiriyor. Bu nedenle, bağlantı içerisinde bulunduğu kuruluş olan PKK’ya, Türkiye’nin yüklenmesini istemiyorlar. Onların özellikle kaçındıkları bir konu var: PKK ve Türkiye’deki Kürt sorunu hususunda, Türkiye için konunun anlam ve önemini sorgulamaktan çekinmeleri.
Senatörlerin ele aldığı mektupta, “Türkiye’de hızını kesmeden devam eden insan haklarına aykırı hareketlerin ve Türk hükümetinin sıkıntılı sicilinin iyileştirilmesi için baskı yapmanızı rica ediyoruz” ifadeleri yer alıyor. Senatörler, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiminde olan Türk hükümetinin dış politikada izlediği yolun “mücadele” temalı olduğunu ve Suriye’deki ABD destekli güçlere saldırdığını belirtiyor.
Bunun yanı sıra Senatörler ayrıca Türk hükümetinin ABD’de yaşayan ve kaçak Gülenci Terör Örgütü Grubu’na destek veren NBA oyuncusu Enes Kanter gibi eleştirmenleri susturmaya çalışmasından hoşnut değil. Sonuç olarak, İngiliz haber ajansı Reuters ve siyasi eleştirmenlerinin beklentisi, Biden’ın insan hakları konusunda Ankara’ya daha sert yaklaşması yönünde.
Senatörler, 2016’da yaşanan darbe girişimi sonrası Erdoğan hükümetinin binlerce insanı tutuklattırdığını, binlerce insanın memurluk hayatını bitirdiğini ve yüzlerce haber ajansını kapattığını belirterek, Türkiye yönetimine baskı yapılması gerektiği konusunda ısrarcı davranıyor.
Türkiye, son zamanlarda her ne kadar ABD ile ilişkilerini düzeltmek ve iyileştirmek çabasına girmiş olsa da, son haftalarda yaşanan gelişmeler bu durumun tam tersini gösteriyor ve olumlu bir sonuca ulaşmanın çok zor olduğu yorumlarını çoğaltıyor.
Buradan çıkan bir diğer sonuç ise, Türkiye ile olan ilişkiler artık sadece ABD Başkanı’nın dikkatinde olmayacak. Tüm ABD yönetiminin dikkatinde ve önceliğinde olan bir ilişki olacak.