Oyman ; Salgın sebebiyle Mart ayının ortalarında başlayan önlemler ve kısıtlamalarla birlikte hayatın her noktasında farklı ihtiyaçlar, farklı sıkıntılar meydana gelmiştir.
Süreç içerisinde yerel yönetimler bazında birkaç incelemede bulunmak isteriz;
Ortahisar’da geçtiğimiz hafta üzücü gelişmelerin yaşandığını takip ettik. Geçim derdi, maddi sıkıntılar katlanarak artıyor. Zaman geçtikçe yaralar daha fazla açılıyor bu nedenle zamanında müdahale önemlidir. Maske örneğinden bahsedersek, hatırlarsınız maske dağıtımı büyük bir çıkmaza girmiş; bazı yerel yönetimler kendi önlemlerini alarak nisan ayının başından itibaren maske üretimine başlayarak dağıtımlarını gerçekleştirdi. Ortahisar Belediyesi ise 5 mayıs’ta yani 4 mayıs tarihli maske satışının serbest bırakıldığı tarihten hemen sonra üretime başladığını duyurmuş, vatandaşın zorluk çektiği günlere yetişememiş, hızlı bir çözüm örneği gösterememiştir.
Bir mübarek ramazan ayını salgın dönemi içerisinde geçirdik; belediyelerin kumanya dağıtımını biliyoruz. Bu bağlamda Murat Zorluoğlu’nun İl Başkanımızı arayarak ihtiyaç talebi sorması nezaket örneğiydi, ancak aynı nezaketi Ahmet Metin Genç’ten göremedik.
Salgının sağlık konusunda zararları ve yarattığı tedirginlik yanında bir de ekonomik paketlerin yeterli olmaması ve genelgelerde beklenen desteğin açıklanmaması açılan farklı yaralara sebep olmaktadır.
Son zamanlarda hiç Kalkınma ve Konaklar Mahallesine gittiniz mi? Öğrencilerin yokluğunun ayrı bir sessizliği içerisinde dükkanlar kapalı, kiralık veya satılık. Bu bölgelerin cıvıl cıvıl zamanlarını yaşayanlar bu haline üzüntü duymaz mı? Buradaki esnaf aylardır ne yapıyor düşünen var mı?
Mesela Mart ayından bu yana hiçbir çözüm bulunamayan ve adeta kaderine terk edilmiş vaziyette ağır sorunlarla boğuşan kahvehane esnafı artık tepki veremiyor. Genelgeler çıkıyor, değişiyor, düzenleniyor ama kendileri için halen bir hareket yok. Esnafın ailesi ne bekler, ne yapar, çocuklarının bir ihtiyacı yok mu diye düşünen var mı?
Halen çalışmayan okul ve öğrenci servislerimiz var. Ne iş yapıyorsunuz diye soran var mı? Salgın koşulları içerisinde bir de plaka değişimi karşılarına çıktı. Bu konuyla ilgili hem Ortahisar son meclisinde hem de Büyükşehir Meclisinde kendileriyle ilgili atılması gereken adımlar konusunda önerilerimizi paylaştık.
Sözü edilmeyen daha birçok meslek grubu var. Daha söz konusu geçmeyen garsonlar, okul kantinlerimiz, evde bakıcılık vb. hizmet yapan arkadaşlarımız, müzisyenlerimiz var mesela. Bu arkadaşların meselesi kimin meselesi?
İş arayan, işsiz olan vatandaşlarımız var. Aylarca iş arayanlar, seçildiğimiz günden bu yana bizlere gelip dertlerini anlatan gençlerimiz ve aileleri... Meseleniz arasında yok mu bu kişiler?
Yaşanan bu sorunlar bu şehrin seçilmiş yöneticilerine hiç mi dokunmuyor?
Ocak ayından bu yana yansıyan %18.5, son kasım ayında kararı alınan %12 zam oranı olmak üzere suya iki seferlik zam gerçekleşti. Bu kadar zam yaptıktan sonra son mecliste kapanan esnafın çalışanlarının evindeki suyuna %50 indirim yapma kararı aldılar. Peki indirim yapmak yeterli midir? Kesinlikle yetmez.
Kapanan esnafın yanında, evinde insanlar her geçen gün zam uygulanan elektriğe, suya, yakıta karşı ne yapacak? Meydanın ortasında bir gününü tek bir gömlek satışıyla kapatan, birkaç servis satışıyla kapatan esnaf var. İnsanlara kendi çözümünü üretin diyemezsiniz.
Son zamanda açıklanan kira yardımına karşı maraş caddesinde 25.000 TL kira veren lokanta , 10.000 TL kira veren çay ocağı var; verilen kira yardımı nefes olur mu? Bu koşullar altında esnafın kendi yanında olduğunu hissettiği yerel yönetim desteği de gerekmektedir.
Yakın bir zaman içerisinde ziyaret ettiğimiz ve bizlere gelen yaşanan bazı gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyoruz;
- Bu yıl içerisinde toplamda %32.7’lük zam uygulanan suyu kullandık, hem de salgın dönemi içerisinde.
- Çevre ve temizlik vergisi için kasım ayında belediye ekiplerini esnafın peşine takan ve gecikme zammı kesen Ortahisar Belediyesi, aralık ayında vergilerinde yapılandırmaya gitti.
- Elektrik dağıtım firması odalarla imzaladığı protokol gereği üyelerine %15 indirim uyguladı. Ancak dağıtıcı firma tarafından 2 ay ödeme yapmayan esnafa bu indirimi iptal ediyor, üzerine yeniden güvence bedeli alarak yeni abone gibi işlem yaptırıyor.
- Restoran ve kafeler sadece paket servis yapsa da elektrik masrafları, dolaptaki malzemelerinden dolayı aynen devam ediyor, kiraları devam ediyor. yetmiyor bir çoğu dışarı servisten dolayı yeni yatırım yapmak zorunda kaldı. Dışarı servisle normal zamandaki cirosunun %10’una ancak ulaşabiliyor.
- Kasım ayı ortasında kapanan esnaf, kasım sonunda çalışanlarının bir önceki ay sgk giderlerini ödedi.
- BAĞKUR’unu ödeyemediği için esnafa ceza kesildi.
- Esnafın ödeyemediği elektrik faturası sebebiyle ihtarı kargo ile gönderildi, bu
kargo gideri esnaftan alınacak borca mahsup edildi.
- 2018 yılında yeni servis plakasını 16.000 TL’ye alan kişiden J plaka alması
için Belediye’den 24.000 TL peşin ücreti de talep edildi.
- 31.08.2020 tarihine kadar olan kredilerini yapılandıranlar, kredisini
ödeyemezken bir kez daha kapanma yaşadı. 31 Ağustos’tan sonra kredi alan esnaf ise torba yasadan da yararlanamadı, vergiler, bağkur, sgk ödemeleri devam ederken yeniden kapandı.
- Temmuz ayındaki Tabela vergisini ödeyemediği için Büyükşehir Belediyesi tarafından esnafın banka hesabına bloke konuldu.
Şehrimizde esnafına ve vatandaşına yeterli desteği veremeyen Trabzon belediyelerimizin dışında diğer Belediyelere bir göz atalım;
- Mersin Büyükşehir belediyesi 500 TL’ye kadar su faturalarına maddi destek veriyor,
- Aydın Büyükşehir Belediyesi kapanan esnafa gıda yardımı yapıyor,
- Gaziantep Belediyesi öğrenci servislerine ve kapanan esnafa 1500 TL nakdi
yardım yapıyor,
- Safranbolu Belediyesi hastalara sıcak yemek yardımı yapıyor,
- Büyükçekmece belediyesi, 65 yaş üstü vatandaşlarına gıda yardımı yapıyor
- Kırşehir Belediyesi çalışanlarının maaşına zam yapıyor, asgari ücreti 3.100 TL
olarak uyguluyor
- İhsaniye Belediyesi şehrin içme suyuna %50 indirim yapıyor
- Gümüşhane Belediyesi suya zam yapmayarak 2020 tarifesiyle devam
edeceğini açıkladı,
- Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Koronavirüs testi için vatandaşlarını özel
araçlarla taşıyor,
- Adana Büyükşehir Belediyesi Özel Halk Otobüslerine yakıt desteği veriyor,
- Elazığ Belediyesi 2020 yılında almadığı M, S ve T plakaları için hat ücreti,
güzergah izin ve yıllık işletme ruhsatı ücretlerini 2021 yılında da almayacağını açıkladı.
Farkındaysanız İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinden örnek vermedim, onları duyunca farklı bir ruh hali alıyorlar. Demek ki bir şeyler olabiliyor.
Buradaki belediyelerimiz ne yapıyor? Maddi yardım yok,şehrin içme suyunda indirim yok, esnafa gıda yardımı yok, sıcak yemek yardımı var mı yok mu belli değil, sorduk net cevap alamadık.
Ortahisar Belediyesi kendi ağzından söyledi. Toplamda 128 vaadi olan Ahmet Metin Genç Ne dedi? “ biz 3 proje yoğunlaştık.” Pazarkapı iş merkezleri, Tünel Akvaryum ve Boztepe Seyir terası... Siz böyle önemli bir zamanda halkınızın, esnafınızın yanında olun, emin olun kimse size niye bu projeyi yapmadın demez. Ortahisar Belediyesi hafife alınacak bir yer değildir, 23 ilden büyük nüfusa sahip bir merkezdir. Ahmet Metin Genç, Cumhurbaşkanlığı desteklerini paylaşmanın yanında çıkıp ben de şu desteği veriyorum diyebilmelidir. Vatandaş geçim derdindeyken şu proje odaklandık demek, sosyal belediyecilik kavramı ile uyuşmaz. Bazen ne için yaşadığımızı unutuyoruz, öncelikleri karıştırıyoruz.
Özet olarak yıllardır size vergi veren esnafı, iş yerlerini, bir ay rahat ettirmediniz.
Esnafımızın ve vatandaşlarımızın derdini bir yandan yetkililere iletirken bir yandan da Belediyelere öneriyoruz; en azından sözde prestij projelerini öteleyerek,
- Süreç içerisinde vergisini ödeyemeyen esnafa ceza kesilmemeli
- Kapanan esnafa sadece indirim değil, maddi yardımlar gerçekleştirmeli
- İşsizlerden başlayarak Gıda yardımları ve sıcak yemek devam etmeli
- Trabzon’da yerel ürünleri ve üreticileri desteklemeleri, tüketiciye kadar olan
süreçte yardımcı olmaları
BÖLÜM 2
ORTAHİSAR’DA TURİZM
Turizm sektörü bölgemiz için çok önemli; Hem ekonomik getirisi hem turizmcilerimizin popülasyonu hem de yaşadığımız bölgenin önemli değerlere sahip olması sektörü önemli kılıyor.
Öncesinde ilk bölüme de bağlı olarak bir konuya değinmek istiyoruz;
Salgın sürecinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Güvenli Turizm Sertifikası” adında önemli bir adım ortaya attı. 30 oda ve üzeri Otellerde zorunlu olan bu sertifika, restoranlarda, seyahat acentalarında vb. alanlarda isteğe bağlı olarak uygulama devreye alındı.
Sertifika iş dünyası için önemlidir; müşterilerine karşı bir güvencedir, kendi için iş geliştirme ve bir nevi eğitimdir. Bu önemi hiçbir zaman göz ardı edemeyiz. Ekonomik sıkıntı içerisinde olan turizmciler de sertifikayı kendilerine bir çıkış yolu olarak gördü ve çalışmalarına başladı.
Bakanlık bu hizmeti veremem diyerek sertifikasyon işlemini özel sektöre devretti. Sertifika verildikten sonra her ay denetleme var. Her ay denetimden dolayı sertifika sahibi her ay belirli kriterlere göre para veriyor. Salgın koşullarında bir bölüm işletmeler en ufak bir maliyet girdisi istemediğinden uzak duruyor, böyle bir detay da var.
Kendilerine çıkış yolu gördükleri sertifikayı alanlar ne oldu peki? Genelgeyle beraber kapandı; otellerin restoranları dışarıya kapandı. Bu sebeple sahip oldukları sertifikanın ne anlama geldiğini sorgulamaya başladılar. Başlangıçta bir amaç uğruna atılan adımların devamını getirmezseniz güven kaybetme noktasına gelirsiniz. Hak ettikleri sertifikanın herhangi bir karşılığı olmalıdır.
İşletmelere kulak verdiğimiz zaman “karşılığını göremedik” diyor. Çaresizlik içerisinde bir yol arayan işletmelerin aldığı sertifikanın adı “güvenilir” olsa da eğer bu konu hakkında herhangi bir gelişme yaşanmazsa işletmeciler ve müşteriler gözünde “güvenilirliği” kalmayacaktır. Bu sebeple İl müdürlüğü üzerinden Bakanlığımıza bu serzenişi ulaştırmak isteriz.
Ortahisar’da Turizm üzerine yaptığımız araştırmayı paylaşmak isteriz. Turizm konusunda atılacak adımların fazlasıyla geç kaldığını ve bir sonraki turizm sezonuna, herhangi bir aksilik olmazsa, hazır olmak için şimdiden önerilerimizi paylaşmak istedik.
Öncelik olarak Trabzon’un, bu kadim kentin çok büyük bir geçmişi var, çok eskilere dayanan bir tarihi var ve bu tarihlerden kalan önemli eserleri var. Fakat zaman içerisinde bir çoğu kaybedilmiş ve halen aynı tavırla devam ediliyor.
Kim demiş Ortahisar’da turizm alanında eksiklerimiz var diye, aslında olmayan; mekansal eksiklik değil, yeterli duyarlılığı göstermemek.
Pazarkapı bölgesinde yaptığımız alan çalışmasında bu bölgede tarihin yattığını görüyoruz. Her bölümü ayrı kıymetli. Bölgeyi görmezlikten gelip, bölge halkının evlerini kentsel dönüşüm adı altında satın alındı, projeyi değiştirildi, bölgeye hiç uygun olmayan iki hizmet binasını yapıldı; hatta hizmet binasından bölüm satmaya başladılar. Daha sonra hız alamayarak yine bölgenin yapısına uygun olmayan iş merkezleri yaptılar, ne oldu? Tarihi doku mahvoldu. Bunun da son sorumlusu Ahmet Metin Genç’tir.
Neden söylüyorum; İş merkezleri, 1610 yılından bu yana kullanılan camiye bitişik, şadırvan bile yeni binanın içerisinde. “Ne güzel görüntü” diyen varsa lütfen söylesin. Bu mu prestij projesi? Bu mu tarihi korumak, değer vermek?
Bölgede turizm alanı yok diye kalktınız Tünel Akvaryum yapıyorsunuz. Kimi baz aldınız? Bölgedeki arap turist sayısını... Araplar akvaryumu AVM’lerine koymuşlar. İlle de bir tünel ile ilgilenmek istiyorsanız kadınlar halinin altından çıkan tünelle ilgilenin, rıhtım ile ilgilenin, hemen karşınızdaki surların altındaki tünelle ilgilenin, bölgede yapılabilecek yeraltı çalışmalarıyla ilgilenin, ama yok.
Çünkü Ortahisar Belediyesi kendini sanki müteahhit firma olarak görüyor. Sermayesi halktan, halkın elinden 3 liraya yeri al, 5 liraya yap, 10 liraya sat. Bir de “ORKENT” diye bir firma kurmuşlar, onu da konuşmak için sıra gelecek.
Söylemek istediğimiz, Pazarkapı bölgesinin bir an önce araştırılması gerekmektedir. İlçemizin adını Ortahisar koyduk; Ortahisar’ı ve Aşağıhisar’ı ön plana çıkaramıyorsunuz, ilçenin adını daha iyi yayılmasını sağlayamıyorsunuz. Yurtdışında adamların kalesine girmek için sıra bekliyorsunuz burada ise gözümüzün önünde tarihimizin tahribatını izliyoruz. Bu bölge turizm için altın değerinde olabilir, bölgedeki esnafımıza da sesleniyoruz; turizme bağlı olarak daha fazla kazanabilirsiniz. Bu imkanı size sağlayacak olan yerel yönetimlerdir.
Tabakhane köprüsüne bakalım; altından bir kemer daha açtınız ve yol geçirdiniz. Doğasını bozdunuz yetmedi, çatlakları genişliyor.
Kızlar manastırı'nın restorasyonu bitti, Büyükşehire devri gerçekleşti ancak henüz açılmadı. Ama kapısına “2021 yılında açılmıştır.” diye yazmışlar; hayretler içerisinde kaldık.
Kaymaklı manastırı var mesela, bütün internet sitelerinde tanıtımı var ancak özel mülkiyete ait, kaderine terkedilmiş. Girişinde uyduruk bir tabelası var.
Siz hala Ortahisar’da ne var diye bakıyorsunuz? Nemlizade konağı var, MEB’e bağlı, Eski Türk Ocağı Binası var, Sağlık Bakanlığına bağlı. Camilerimiz, Hanlarımız, Konaklarımız... Atatürk Köşkümüz var. Trabzon Müzesi var, bununla ilgili soru sorduk yakın zamanda cevap yok. Ne zaman biteceği belli değil.
Araştırmalarımıza göre Trabzon’un ve bölgenin sağlıklı bir turizm envanteri yok. Dağınık bir şekilde, Kültür müdürlüğü, Belediye, Valilik, DOKA, TTSO’ya bağlı internet sitelerinde ayrı ayrı tanıtımlar var. Bu konuda şehirde ciddi bir karmaşa var.
Bölgemizde turizm hafife alınacak bir sektör değildir. Yakın bir zamanda bu konuyla alakalı Turizm Konseyinin kurulacağını duyduk. Önemsiyoruz, bizlerin de katkı sunacağı bir şey varsa hazır olduğumuzu söylüyoruz.
Kentin, turizmcilerin, esnaflarının kazanacağı bir turizm planı için önerilerimiz;
- Kurulacak Turizm Konseyinin geri dönüşünün olmamalı ve yönetimler değişse dahi sürdürülebilir bir yapıya sahip olmalı
- Trabzon’a hatta bölgenin tek bir turizm envanterine sahip olmalı, yol haritalarının ve ulaşım bilgilerine sahip, tanıtımlarının profesyonel yapılacağı bir uygulama ihtiyacı karşılanmalı
- Trabzon’u Trabzon’da tanıtan festivali planlanmalı
- Bir çok bölgede arkeolojik çalışmalar dahil, tarih ortaya çıkarılmalı ve turizme
kazandırılmalı
- Turizme kazandırılan bölgelerin çevresinde düzenlemeler yaparak bölge
halkına ve esnafına kazanç sağlayacak fırsatlar yaratılmalı
BÖLÜM 3
ORTAHİSAR’DA ORTAK AKIL
Ekibimizle yola çıkarken “bu kentte problemlerini ortak yaşadığımız herkes ile yakın temas halinde kalarak çözüm bulmaya öncü olacağız, problemlere karşı en güçlü ses olacağız.” şeklinde bir görüş ifade etmiştik. Geçtiğimiz süreç içerisinde de karşımıza çıkan problemlere karşı ilgili kişiler yada kuruluşlar kimse özellikle görüş alışverişinde bulunmak için ziyaretlerimiz oldu. Süreç içerisinde takip edenler iyi bilir. Biz istiyoruz ki Trabzon’da yapılan planlar, çalıştaylar, toplantılarda bu mantıkla ilerlesin, çünkü en verimli ve yeterli sonucun bu görüşmelerden çıkacağını biliyoruz. Üstüne basa basa söylememize rağmen Belediyelerden çoğu zaman böyle bir yaklaşım göremedik.
Örneklerle;
30 Mayıs 2020 - Trabzon’da Turizm Değerlendirme toplantısı yapıldı. Sadece AKP Milletvekilleri davet edildi, az sayıdaki meslek grubu katıldı. Bu toplantıya ilk tepkiyi veren biz olduk.
16 Haziran 2020 - Trabzon Ana Ulaşım Planı toplantısı yapıldı. Ne dediler toplantıda “Bilimsel gerçeklerle bu meseleyi tartışacak bir toplantıyla ulaşım master planına start veriyoruz.” Peki ne yaptılar? Ulaşım Planının daha öncesinde Terminal yerine karar verdiler, Kemerkaya tünellerine karar verdiler, Yonca kavşaklara viyadüklere karar verdiler, dolmuş modernizasyonuna karar verdiler. Toplantı sadece görüntüde kaldı.
29 Temmuz 2020 - Beşirli Dolgusu Çalıştayı yapıldı. Ne dediler toplantıda “Şehrin neredeyse tüm dinamikleri bir araya geldik ve şehrimizin geleceğine çok büyük katkı yapacağına inandığımız Beşirli Dolgu Alanının fonksiyonlandırılması konusunda
sizlerin kıymetli fikirlerini bir araya getireceğiz.” Uğruna Amerika’lara gidilen proje için gelinen noktada Cumhurbaşkanlığına da gidilecek, projenin ne olacağı belli değil.
Terminal Projesi - Kaç defa dile getirildi ve bir çok kişi, kurum, oda ve bizler tarafından yer seçimin yanlış olduğu ifade edildi. Ellerinde bir tane arazi bulmuşlar, buraya yapalım diyerek proje üretilmez. Dere yataklarına yapılaşmayı ne zaman düzelteceğiz ve durduracağız.
Kemerkaya Tünelleri - Tüm Ortahisar bileşenlerinin şehir için karşı çıktığı proje. Tüm olanlara rağmen mecliste kabul edildi. Kabul edilmeden önce yapılmayacak dendi, sonra karar alında, bakanın yanına gittiler yine ertelediler. Şehirde ne olduğu belli değil.
Dolmuş Dönüşümünde Renk Seçimi - Biliyorsunuz süreç içerisinde Trabzon halkına sordular; dolmuşların rengine siz karar verin diye. Anket yapıldı. Sonuç olarak yine kendi bildiklerini yaptılar.
Son meclis toplantısında gündem dışı konuşmalarda Tünel Akvaryumu sorduk, Ahmet Metin Genç “yine sordunuz” dedi. Aslında şunu anlamadı; Tünel Akvaryum’dan çıkamayan kendisi ama o ne kadar inat projesi haline getirdiyse biz de en ince detayına kadar peşindeyiz.
Ortak aklın dışına çıkan hangi proje olursa olsun beklentileri karşılama gibi özelliğe sahip olamaz. En önemli örneği nerede gördük? Reşadiye Köprüsünde. Ne taraftan bakarsanız bakın zarar; şehrin görüntüsüne zarar, yapmak para, yıkmak para, yenisini yapmak yine para. Peki bu paraları kendi ceplerinden mi veriyorlar?
Halkın parasını bu kadar rahat savuracak vicdanlara sahiplerse yapacakları en iyi iş; halka maddi yardım olarak geri versinler.
Şimdi bu şehirde ortak akıl olur mu? Seçimlerden önce halkın karşı çıktığı projeyi yapmam diyen Murat Zorluoğlu’nun bir röportajına bakalım; “Demokrasi aynı zamanda seçilmiş insanların karar vermesini gerektiren bir rejimdir. Dolayısıyla karar vermesi gereken kişiler biziz. Trabzon’da vatandaş bize oy vererek 5 yıllığına Belediye Başkanı seçtiler. Bu şehrin sorunlarını çözelim diye biz seçildik. Bu şehrin sorunlarını çözmek için en doğru bulduğumuz şekilde kararımızı veriyoruz, buna da herkesin saygı göstermesi gerekir.” Bu mantıkla ortak akıl uygulanabilir mi? Aylardır söylediğimizi Zorluoğlu bu ifadesiyle özetlemiş oldu.
Peki Ortahisar Meclis üyelerimiz hakkında Büyükşehir Meclisinde konuşulanlara ne demeli? Ortahisar Meclis üyeleri neden karışıyor diye had bildirmeye kalktılar.Bu
ortamda ortak akıl uygulanabilir mi? Kim siyasete inmek istiyorsa insin ama kimsenin bize had bildirme gibi görev üstlenmesin, karşılığını alır.
Bazen yazılar çıkıyor biz sanki birilerini sıkıştırmak yada moralini bozmak için bir şeyler söylüyoruz. Hayır, biz herkesin mutlu olduğu bir Trabzon için çalışıyoruz.
Bugüne kadar bir çok çalışmamız oldu, sorunları yerinde tespit ederek önemli verilere ve bilgilere sahip olduk. Önceliğimiz güven ortamı yaratmak ve güçlü bir şekilde seslendirmeye çalışıyoruz. Sadece oturup bir şeyleri eleştirmek değil, amacımız bu kenti tarihiyle, kültürüyle, yaşam kalitesiyle, insanların keyif aldığı en güzel noktaya getirmek. Bu sebeple bazı planlara karşı yeri geldi tepkilerimizi dile getiriyoruz yeri geldi önerilerimizi sunuyoruz. Bunu gerçekleştirebilen bir ekip olduğumuz için örgüt içerisinde yer alan herkese ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Söylediklerimizi dikkate alınırsa faydalı olacaktır diye düşünüyoruz çünkü sahada ortaya çıkan fikirleri sunuyoruz. Dikkate almazlarsa kendileri bilirler ama dikkate almayanlar yöneticilere burdan sesleniyoruz; hazır olsunlar “Cumhuriyet Halk Partisi”